TOLEDO

TOLEDO SEYAHATİ..

Madrid’e gelip de Toledo’ya gelmemek olmazdı .Ben de gezimizin 2. Gününü Unesco tarafından koruma altına alınmış ve Dünya tarihi yerleri arasına sokulmuş bu ortaçağ kentini görmeye ayırdım.
sehir goruntusu
şehrin harika görünüşü

TOLEDO TARİHİ:

Toledo Madrid’ten 76 km uzaklıkta , üç yanı Tajo nehri ile çevrili olan şehir.Toledo MÖ 193 ‘te Romalılar tarafından fethedilmiş  ve Romalılaştırılmış.
6.yy ikinci yarısında 554’e doru Athanagild  buraya yerleşince Vizigotların gerçek tinsel şehri olmuş ve Hıristiyanlığa geçmiş.
711 yılında Müslümanların eline geçen şehirde Magripliler döneminde şehirde hatırı sayılır bir sayıda arapça konuşan hıristiyan varmış. Çok geçmeden de islama karşı direniş ve ulusal bağımsızlık merkezi olmaya başlamış. Bu durumda kanlı olaylarla bastırılmış.Ülkeye egemen olan Emeviler Dericilik ,çelik ayrıca belediyecilik anlamında şehre katkı sağlamışlar.
11.yy’da 1085’de Leon ve Castilla kralı VI. Alfonso bu şehri fethetmiş.Bu tarihten itibaren Kastilya’nın en önemli merkezi haline gelmiş.Aynı dönem içeriside Hıristiyan, Arap ve Yahudi kültürleri arasında bir kaynaşma yaşanmış ve Toledo şehri dört yüz yıl boyunca İber  Yarımadasının kültür ve din merkezi olma görevini sürdürmüş.16. yy’da  Comunero  Ayaklanmaları  ve bunları bastırma çalışmaları kenti güçsüzleştirmiş. Kral II. Felipenin 1560 yılında Madrid’i başkent yapmasından sonra da önemi azalmış.

Biz Toledo’ya  kiraladığım otobüs ile ulaştık .Şehir merkezine araç alınmadığı için Toledo’nun girişinde  aracımız bizi bıraktı. 
sehir girisi
Şehir girişinde otobüsümüz bizi bıraktı.


Şehir yukarıda olduğu için tırmanmak kolay değil ama şehre çıkmayı kolaylaştırmak için yürüyen merdivenler yapmışlar , 4-5 defa bindiğimiz merdivenler sayesinde Toledonun kalbi  Zocodover meydanına ulaşabildik.
toledo sehrine cıkan merdivenler
Toledo şehrine çıkan merdivenler

Zocodover meydanına gittiğimizde bizi hoş bir süpriz karşıladı . Bu tarihlerde Toledo’da İsa’nın göge çıkışının kırkıncı günü kutlamaları yapılıyormuş, bu yüzden de  tüm şehir süslenmişti. Tam bir şenlik havası vardı.
zocodover meydanı
Zocodover meydanı
suslenmıs zocodover meydanı
Süslenmiş Zocodover meydanı
Caddelerde sokak tiyatroları, tüm camlarda değişik desenlerde kumaşlar,örtüler  vardı.
sokak tıyatrosu
Sokak gösterileri
sokak tıyatrosu
Sokak tiyatrosu
Hatta Katedralin bulunduğu meydana akşam yapılacak  konser için düzenek hazırlıyorlardı.
Zocodover meydanında çeşitli kafe ve restaurantlar bulabilirsiniz. Biz öncelikle dar sokaklarında yürümeye başladık.

toledo sokakları
Toledo'nun dar sokakları

Katedrale girmeden önce küçük dükkanlarından magnet ve hediyelik eşya alımımızı tamamladık.Burada  hediyelik eşya fiyatları  gayet uygun aklınızda bulunsun .

Esya dukkanı
Hediyelik eşya alımı tamalanırken hatıra fotosuda çektirmeden olmaz..

Toledo Katedrali:  

Grup halinde gelindiğinde yerel rehber almak zorunluluğu var!  
Toledo Katedrali
Toledo katedrali
Tek Başına giriş ücreti 8 avro, grup halinde giriş 7 avro + rehber ücreti.Tek başına gelmek daha ucuza geliyor,ama size katedrali anlatacak biriyle gezmek daha keyifli.

Rehber ile Katedral gezimiz
Rehberimiz esliginde katedral gezimiz...

Katedral ispanyanın 3. Büyük katedrali içeride bir çok ünlü ressamın , Goya, El Greco, Valesquez, Rubrns vb..  resimlerinden oluşan müze kısımı , bir çok şapel , Kraliyet ailesi özel bölümü, Sunak gibi kısımlardan oluşuyor.

katedralin tablo gibi tavanı
Katedralin tavanı
Meryem ana ve kucagında isa
Meryem ana ve İsa
katedralın ısık alan tavanı
Katedralin ışık alan tavanı
Katedral onunde toplu foto
Çıkışta toplu foto çektirmeden olmaz..
Biz Katedrali dolaşmayı bitirince çıkıp sağ taraftan yürümeye devam ederek yine küçük bir meydana geldik burada yemek molası ve şehrin dar sokaklarında gezme fırsatımız oldu.
Toledo  MÖ  1.yüzyıldan beri çeliği ve kılıçları  ile ünlü olduğu ve kentte büyük bir fabrika ile çok sayıda atölye olduğu için hediyelik eşya kısmında da çelik ağırlıklı eşyaları yada bizim telkari dediğimiz işlemeleri  burada bulmak mümkün.

Ara sokaklardan yürümeye devam ederek  San Martin  köprüsünün üzerine çıktık ve tabii foto zamanı.

san martın koprusu
San Martin köprüsü

Tajo nehrini birbirine bağlayan Alcantara Köprüsü ve San Martin köprüsü hakikaten görülmeye değer.
pranga duvarı
Eski tutsakların prangalarının sergilendiği duvar
Bizi bekleyen otobüsümüze ulaştığımızda saat 18:00 olmuştu ,otobüs ile de şehrin panaromik turunu atarak bu güzel şehri ve turu tamamlamış olduk.
Biz tam 20 kadın hem bir arada olmaktan hem de burayı görmekten memnun olarak  şehirden ayrıldık umarım sizlerde yolunuzu , vaktinizi ayırırsınız.




MADRİD

MADRİD GEZİSİ

Madrid... Geçen sene tam 15 bayan Barselona gezisini keyifli bitirince, döndükten sonra nereye gideriz diye konuşmaya başladık  ve  yeni şehir seçme kararını  bana bıraktılar, bende hem bütçemize uygun hemde görmediğim ama merak ettiğim Madrid’te karar kıldım...

İspanyanın başkenti olan Madrid  İstanbul, Londra , Berlin ,Paris’ten sonra Avrupanın en kalabalık 5. Şehri. Nüfusu 4 milyonu aşmakta.
Madrid şehri ile birlikte akla gelenler  sanat ve tarih ayrıca eski ile yeni yapıları güzel kombine edebilmiş bir şehir.
Şehir avrupa birliği üyesi olduğu için Euro geçerli, Ülkede  1999 yılından beri euro kullanılsa da tamamen geçiş 2002 yılında olmuş.

Alış verişlerinizde tek seferde 90.16 euro’luk bir harcama yaptığınızda  Vergi İadesinden (Tax free’den)  yararlanma şansınız olabiliyor.ödediğiniz oran %7-16 arasında değişse de geri alım %10,5 civarında olacaktır. Barajas havalimanındaki  1,2, ve 4 . terminallerde tax free işlemlerinizi yaptırabilirsiniz.

Şehirde bahşiş,  genellikle ödeyeceğiniz ücretin içine dahil edilebiliyor .Ödeme yapmadan kontrol etmekte fayda var ama aldığınız hizmetten  çok memnun kaldıysanız extra bahşiş vermek size kalmış.
Şehre gelmek için en uygun aylar bence tüm avrupa şehirlerinde olduğu gibi bahar ayları.Tek fark  burası Nisan ayından itibaren gelmeye daha müsait .Biz Fransa’da Mayıs ayında yağan hatta hiç durmadan  yağan  yağmur yüzünden Aqua Park’ta dolaşır halde olmuştuk , bu durum burada daha az karşılacak bir şey.Yani Nisan ,Mayıs hatta Haziranın ilk yarısı ve Ekim, Kasım ayları ideal aylar. Bizim gibi havası nemli olan şehirlerden gelecekler için küçük bir hatırlatma olsun, Madrid’in  havası çok kuru olduğu için özellikle dudakları çok kurutuyor, dudak koruyucu şart.

MADRİD GEZİLECEK YERLERİ:

  1. Placaio Real de Madrid                                
  2. Puerto del Sol                                               
  3. Catedral dela Almudena                               
  4. Prado Muzesi                                                
  5. Gran Via
  6. Plaza de Cibiles
  7. Plaza de Espanya
  8. Plaza de Villa
  9. Plaza de Oriente  
  10. El Rastro
  11. Attocha
  12. Mercado San Miguel
  13. Plaza Mayor
  14. Reina Sofia Müzesi
  15. Thyssen-Bornemisza Müzesi
  16. Park De El Retiro
  17. Las Ventas


PLACAİO REAL DE MADRİD:   

Madrid şehrinde gezelecek yerlerin başında gelen bu büyük saray , 1734 yılında yangında zarar gören Alcazar alanı üzerine kurulmuş.
Sarayın etrafı nda Sabatini ve Cambo del Moro bahçeleri mevcut . Ayrıca saray Avrupa da en çok ziyaretçi çeken saraylardan bir tanesi ,bu özelliğini de içinde bulundurduğu  Goya,Giyordano  gibi ünlülerin çalışmalarına borçlu.
Resmi günler ve kutlamalar hariç her gün açık olan sarayı, bahar aylarında, hafta içi 9:00-18:00 hafta sonu 9:00-15:00 arasında ücret karşılığında gezme şansınız var.
Buraya ulaşım içinde metro kullanabilirsiniz ,Opera durağı en yakın durak aklınızda bulunsun.Sol meydanından da yürüyerek çok rahat gelebilirsiniz.
Palacaio Real De Madrid

PUERTO DEL SOL: 

Madrid şehir  kapılarından birinin alanına  inşa edilen meydan buradan da ismini almış ve Madrid şehrinin en büyük ve 10 caddenin birleşmesinden dolayı  en merkezi meydanı olmuş . Bu haline de 1854-1860 yılları arasında yapılan çalışmalardan sonra gelmiş. Meydanın oratsında  Kral Charles III.’ın at üzerinde heykelini göreceksiniz.
Meydanın güney kısmında ‘ Real casa de  Correos’  binasına ait saat kulesi de var . Hatta yeni yıl kutlamalarında geri sayım bu saat kuleseinden yapılarak yeni yıla giriliyormuş yeni yılda Madrid’de olmayı planlayanların bilginisine...
Casa de  Correos’taki bir kaldırım taşıda sıfır noktası olarak kabul ediliyormuş . 1950 Yılında konulan bu taş 2009 yılında yenisi ile değiştirilmiş.
0 noktasi tasi
0 noktası taşı

Yine burada görülmesi gereken  ‘El oso y El Madrono’ heykeli yer alıyor (Ayı ve Çilek agacı).Madrid’e gelip   bu heykeli  gördüğünüzde tekrar Madrid’e gelirmişsiniz...
Meydanın bağlantılı olduğu sokaklarda  alış-veriş’den  yeme –içme’ye  her türlü ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.


Meydan

Puerto Del Sol
Çilek ve Ayı

CATEDRAL DE LA ALMUDENA:  

Palacio Real’e bakan bir kadetral olup inşaatı tam  110 yılda tamamlanabilmiş. İnşaatının bu kadar uzun sürmesinin sebebinin yapılırken destek almaması olarak gösteriliyor.Katedralin inşaasında dışı neoklasik içi  ise gotik olarak yapılmış ve girişinde iki kule bulunuyor. Beni giriş kapısı da çok etkiledi. Katedrale giriş ücreti yok .
Calle Balien deki ikinci girişinde Meryem Ana’yı anlatan bronz bir  heykel var.
Almudena Katedrali
Almudena Katedrali

MUSEO NACIONAL  DEL PRADO(Prado Müzesi):

Madrid ‘de bulunan ve 1819 yılında acılan  dünyanın en ünlü müzelerinden bir tanesi. İspanya kraliçesi Paris’teki Louvre müzesinden etkilenmiş , kendi ülksesinde de böyle bir müzenin olmasını istemiş  ve bu muhteşem yapı inşaa edilmiş.
Valezguez, Goya, Raphael,  Rubens ve Bosch gibi ünlü sanatçıların eserlerini burada görmeniz mümkün .Büyük olan müzeyi gezmeden önce  görmek istediğiniz esserler hakkında azıcık araştırma yapar, onlara öncelik verirseniz  içerde vakit kaybı yaşamamış olursunuz.
Müzeyi Pazartesi –Cumartesi  saat 10:00-19:00 arasında ziyaret edebilirken Pazar günü  10:00-17:00 ziyaret edebilirsiniz.
Öğrenci ve Madrid kartı olanlar dışında 14 avro ücretli. Ayrıca saat 18:00- 20:00 arası ücretsiz. İçeride kesinlikle fotograf çekimine izin vermiyorlar.
Prado Muzesi
Prado Müzesi

GRAN VİA: 

Madrid ‘in en hareketli ve en çok tanınan caddesidir. Caddenin inşaatına 1901 yılında başlayan 1910 yılında inşaatının ilk kısmı ve 1929 yılında da tamamen bitirilmiş.
Caddenin bu kadar işlek ve önemli olmasının sebeblerinden bir tanesi de cadde de  şık mağazalar , restaurant ve kafelerin bulunması.
Ayrıca cadde üzerinde görülmeye değer  önemli ve ilginç binalar da bulunmakta bunlar: Edifico Metr opolis,  88 metre yüksekliğinde bulunan Telefonica binası,  konser salonu ve opera binası olarakta kullanılan Capitol’de caddede güzel görüntüler yaratıyor.
Gran Via
Gran Via

PLAZA DE CİBİLLES: 

Madrid’teki önemli meydanlardan bir tanesi de burası . 3 önemli caddenin kesişimi üzerinde olan  çok trustik olmayan ama mimari açıdan,içindeki binalar bakımından  görülmesi gereken bir meydan .
Meydanın ortasında 1782 ‘de yapılan Kibele Çeşmesi yer almakta.
Meydanda  bulunan 3 önemli eser gezilmeye değer  1777 yılında Alba dükü tarafından inşaa edilen Kibele Sarayı ( Cibeles Palas)
1882-1891 yılları arasında inşa edilen Dükler Sarayı (Palaca of Duke) ve  Bejar Düşesi  (Dushess of Bejar) dır.
1873 yılında yapılan Lineres sarayı ( Lineras Palace) ‘dır.
’ Banco da Esponya’ metro duragında inerek buraya ulaşabilirsiniz. Bizim otele çok yakın olduğu için biz yürüyerek geldik.
Plaza De Cibilles
Plaza De Cibilles

PLAZA DE ESPANYA:

Gran Via caddesinin batı çıkışında yer alan büyük meydanlardan bir tanesi. Palace Real ‘e  buradan yürüyerek gidebilirsiniz.
Meydanın ortasında İspanyol yazar  Miguel de Cervantes Saavedra’nın  bir  anıtı var. Anıtın tepesinde Cervantes’in  heykeli var bu heykel bronzdan yapılmış Don kişot ve Sancho  Panza heykellerine bakıyor.
Anıtın iki yanındaki heykellerde Don Kişot’un aşkları olan  Aldonzo Lorenzo  ve Dulcineo Toboso sembolize edilmiş.
Don Kişot
Don Kişot
Yine bu meydana yakın olan prenses caddesi alış veriş olanagı bakımından zengin ,gezilebileceğiniz bir cadde , Meydanın batı tarafında bulunan  Museo Cerralbo’da Cerralbo ailesinin  evinin müze haline gelmesi ile olmuş ve silah işçiliğ ,çölek işçiliği ve bunların kolleksiyonları ile ilgili bilgilenebileceğiniz bir müze ilgisini çekenlere...
Plaza de Espanya
Plaza de Espanya

PLAZA DE LA VİLLA:

Madrid’in diğer meydanlarına oranla daha küçük bir meydanıdır. Meydanda bulunan 3 tane bina var bunlar Eski Belediye binası, Başpiskoposluk ve Güzel Sanatlar binasıdır.
Meydanın ortasındaki heykel ise  Amiral Alvaro de  Bazan’ı simgeliyor.

PLAZA DE ORİENTE:

Madrid şehrinin kalabalık yaşantısına tezat  sakinlikte ve  yarım daire şeklinde yapılmış bu meydan ağaçlarla çevrili olmasından dolayı dinlendirici , kendinize alacağınız güzel bir sandiviçi yerken ruhunuzu da dinlendirebilirsiniz!!
Meydanın ortasında İspanyol krallarının heykellerini görebilirsiniz.
Plaza De Oriente
Plaza De Oriente
Plaza De Oriente
Plaza De Oriente

EL RASTRO: 

Madrid’in en büyük bit pazarlarından bir tanesi sadece Pazar günleri ve resmi tatil günlerinde açık olan bu Pazar eski ile yeni ürünlerden oluşmakta ayrıca yine antika ürünleri de burada bulma şansına sahip olabilirsiniz.
Bizim gibi hiç bir şey  almayacak olsanız dahi buraları dolaşıp yerli halkla iç içe olmanızı tavsiye ederim. Yanlız Pazar kalabalık olduğu için yankesiciler konusunda  dikkatli olmakta fayda var.
Pazar  sabah 9:00-15:00 arası kuruluyor .

ATTOCHA: 

Madrid ‘in en büyük tren istasyonu, buradan bölgesel ve şehir içi seferler yapılıyor.İçerisindeki botanik bahçesi, Kaplumbağaları ile görülmeye değer bence ,ayrıca yine içerisinde kafe ve alışveriş için küçük dükkanlarda mevcut.
Atocha
İstasyon içindeki Botanik Bahçe

MERCADO SAN MİGUEL:

Plaza Mayor’a yürüme mesafesinde olan bu kapalı Pazar taze yiyeceklerin sunulduğu keyifli bir mekan .1913 yılında yapılan bu Pazar yine turistik anlamda gezilmesi gereken yerlerin başında .
Bir öğlen yemeğinizi burada yemenizi tavsiye ederim .Her çeşit yiyeceği en taze haliyle ve keyifli bir ortamda tatma şansına sahip olacaksınız.
Ama Barselonadaki market’e gitmiş olanlar için biraz hayal kırıklığı olabilir ,çünkü hem daha küçük hem yiyecek çeşidi daha az.
Tapaslar
Tapaslar
Tapas
Tapaslar

PLAZA MAYOR: 

Şehrin ana meydanlarından bir tanesi . Meydanda bulunan 3 katlı binalrın balkonları meydana baktığı için daha çok avlu ‘yu anımsatır .
1620 yılında açılan meydan yangından zarar görünce 1850 yılında şimdiki halini almış.Yıllar içerisinde farklı isimlerle anılsa da İspanyol sivil savaşı sonunda yine plaza Mayor ismini geri almış.O zamanlarda  taç giydirme töreninden idamlara , Boğa güreşlerinden  yargılamalara kadar her şey bu meydan da yapılırmış.
Meydan da Felipe III. Heykelinide görebilirsiniz.
Meydanlardaki kafelerde güzel Sangria  içebilirsiniz.
Plaza Mayor
Plaza Mayor
Sokak muzisyeni
Sokak müzisyeni

REİNA SOFİA MÜZESİ: 

Şehirdeki bir hastahanenin 1992 yılında restore edilmesi ile müzeye çevrilmiş ve 2005 yılında ek bina yapılması ile son halini almış.
İçerisinde Modern sanat eserlerinin sergilendiği müzede Rembrandt, Picasso, Miro, Dali,Monet gibi ünlü ressamların eserleri sergilemekte .
Bu müzede yer alan en ünlü eser ise picasso tarafından yapılmış Guernica tablosu....
Müze Pazartesi değil Salı günleri kapalı,  giriş ücretli ve 8 avro. Yine saat 19:00-21:00arası ücretsiz.

THYYSEN –BORNEMİSZA MUSEUM:  

Prado, Reina Sofia ve Thyysen –Bornemisza üçlüsü  demek çok ta yalnış olmaz yine içerisinde  Van Gogh,Picasso gibi ünlü ressamların resimlerinin sergilendiği  Prado müzesine yakın ama diğerlerine göre daha küçük olan bir müze.
Giriş ücretli ve 10 avro.

PARQUE DE EL RETİRO: 

Madrid şehrinin ana parklarından bir tanesi, içerisinde yürümek baştan başa yarım saatinizi alabilir. Yani bir hayli büyük ,ayrıca saraylardan tutunda anıt heykellere ve göl’e kadar her şey var.Bizde yer alan AVM’lere inat şehrin içinde nefes alınan huzurlu bir ortam.
Park’ta hersene çeşitli konserler ve kitap fuarlarıda düzenlenmekte. Önünden geçerken bile rengarenk çiçekleri ile sizi içine davet eden bir görüntüye sahip, mutlaka zaman ayırıp ruhunuzu dinlendirin derim.
Parque De El Retiro
Parque De El Retiro

SANTİAGO  BERNABEU  STADYUMU:  

Real Madrid Futbol klübüne ait muaazam büyüklükteki hatta kapasite çalışmaları tamamlanınca 93000 seyirci ile dünyanın 3. Büyük stadı olacak Stadyum.
Tabii sizde benim gibi futbol maçlarına düşkün değilseniz, maç izlemek için olmasa bile gezmek  için  gidebilir, içerisindeki müzeyi ziyaret  edebilir yada  stad turlarına katılabilirsiniz.
Stad turlarının fiyatı 13 avro
Maç olmadığı günlerde pazartesiden –cumartesiye sabah 10:00-19:00 arası dolaşma şanınız var. Maç olduğu zamanlarda stadı 5 saat öncesinden boşaltıyorlarmış!!

Barnebau
Barnabeu
Kapısının önünde kafeler ve sokak satıcıları mevcut ve Türk olduğumuzu  öğrenince en büyük cimbom diye bağırıyorlar..
Galatasarayli saticilar
Galatasaraylı satıcılar

LAS VENTAS:

Madrid'in Boğa güreşlerinin yapıldığı arenadır. 1931 yılında yapılan arenayı Joe Espaliu tasarlamış ve 25.000 kapasiteye sahip.
Mart- Aralık ayları arasında yapılan boğa güreşleri tatil günlerinde ve pazar günleri yapılmakta imiş .
Şu an en meşhur Matador'un aylık kazancının  1,5 milyon avro olduğunu öğrendik !!!
Las Ventas
Las Ventas
boga figurleri
Boğa Figürleri
Boga heykeli

MADRİD’TE ULAŞIM:  

Ben gezi programını uygun uçak bilet tarihine göre ayarlama şansına sahip olduğum için bu gezimizde de uygun bütçeli tarihlere  bakarak Pegasus ‘tan aldım . Ama aktarmasız olarak THY da sefer yapmakta.
Pegasus ile ucus zamanı
Pegasus ile ucus zamanı

Kalabalık bir grup olduğumuz için havalimanından Bizi karşılamaya gelmesi için bir otobüs firması ile anlaştım .Ama tek başına gidecekler için belirteyim Taksi için fiks bir fiyat belirlemişler 30 avro.Ama bu uygulamanın yeni olmasından dolayı bazı şöförler vergi, gece uygulaması, ek ücretler gibi bahaneler ile fiyatı şişirebiliyorlarmış.
Metro,  Otelinize ulaşmak için diğer bir alternatif, gitmeden önce kalacağınız otele  yakın metro durağını öğrenerek  5 avro’ya bu işi çözebilirsiniz.
Şehirde metro ağı düzgün işlediği için rahatlıkla kullanabilirsiniz. 10’luk  Metro kartlar 11,20 avro .Metro sabah 06:00 ile gece yarısı 02:00 arasında hizmet veriyor.
Sadece Madrid için de  gezecekseniz  Zone A ‘yı kapsayan biletlerden almak daha uygun olacaktır.

MADRİD’TE  YEME-İÇME:

 Yeme içme konusunda sıkıntılı olmadığımdan  hiç bir yerde aç kalmak gibi bir sorunum olmuyor. Ama özellikle İspanya’da  deniz ürünleri ile hazırlanmış tüm tapasların tadına bakmaya kalktığım için tokluk derecem çok artıyor. Yani Tapasların tadına bakın.
İspanya’ya özgü ama pek Madrid’i anlatmasada Paella yiyin derim.
Tabiiki  Sangria içmeden dönmeyin.

Bu kısa ön bilgilerden sonra bir kaç isimde vereyim.

La Mucca: 

Modern iç yapısını , güzel yemeklerini ( italyan mutfagı agırlıklı ) beğenerek içeceğiniz Mohito’sunu deneyin derim .gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırın yoksa 30-45 dakıka  beklemek garanti. Dışarıda oturma alanı yok.
Kızlarla La Mucca'da
La Mucca
La Mucca

Lateral: 

Şehrin farklı yerlerinde bulabileceğiniz restaurantın Santa Ana meydanında bahçesili olanı mevcut. Küçük tapaslarla ,hem gözünüzü hem karnınızı doyurabilirsiniz.

Hard Rock Cafe: 

Colon meydanın da olan restaurant,diğer şehirlerdekine göre daha sade bir dekarosyona sahip  olsada gidebileceğiniz güzel  bir mekan ,bahçesi de var.

Botin: 

Guness rekorler kitabına  ilk restaurantlardan birisi olarak geçmiş .Gitmeden önce rezervasyon yaptırmanız gerek yoksa  beklemek şart.

Zerain :

Daha klasik yapıya sahip bir restaurant ,gitmeden önce rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Kalabalık gidenler için yine grup menüsü hazırlayabiliyorlar.

Bocadillos : 

Ekmek arası kalamar, Deniz ürünleri bol olunca burada ekmek arası bile yenebiliyor , Sol meydanındaki  Bar postas Cerceveri ‘ye ugrayın derim.
karides kizartma
karides kızartma


Bocadillas tavsiye ederim.
Bocadillas tavsiye ederim.

MADRİD’TE KONAKLAMA:  

ispanya çok turist alan bir ülke olduğu için konaklama işinde çok sıkıntı yaşanmayan bir bölge ama hem şehrin kalabalığından uzak hem de yürüyerek her yere ulaşayım diyorsanız bizim kaldığımız Mercure  Lope de Vega oteli tavsiye ederim .Lokasyon olarak süper ve  her yere yürüme mesafesinde idik.Ama bu iş bütçe işi olduğu için metronun kullanımının kolaylığı göz önünde tutlarak her bölgesinden alınabilir.
otelimizin onu
otelimizin onu

MADRİD’TE ALIŞ-VERİŞ:  

Madrid ‘te özellikle Sol bölgesi bizim İstanbulun alışveriş caddelerine benziyor, irili ufaklı bir sürü magazayı burada bulabilirsiniz hani tabiiri caiz ise trustik ,kalitesi yüksek olmayan ne ararsanız bulacağınız eşyalar bu sokaklarda mevcut.
Hediyelik değişik eşyalar için Tiger yada  Ale  Hope  mağazalarını  tavsiye ederim. 7’den 70’e herkese göre uygun bütçeli hediyelik eşyalar var.
Salamanca bölgesi : alışverişin altın mil’i olarak adlandırılıyor.Tüm marka olmuş magazaları burada bulabilirsiniz. Gucci, Prada, Chanel, Louis Vuıtton vb...

Las Loras Village : 

Madrid’e 16 km uzaklıktaki outlet alış-veriş mağazası yine marka olmuş bir çok mağazanın sezon ve outlet ürünlerini uygun fiyata bulabileceğiniz ve vaktiniz var ise en azında bir yarım gününüzü ayırabileceğiniz kaliteli bir outlet.

El corte  ingiles:  

Bizim Boyner tarzı alış veriş merkezi , içeride pasaportunuzla gittiğinizde ekstra %10 indirim daha yapıyorlar ,kampanyalı ürünler uygun oluyor.tax free’lerinizi istemeyi unutmayın.
Gran Via: Bu cadde daha çok Türkiye’de de görmeye alışkın olduğumuz mağazalara ev sahipliği yapıyor, ama caddenin genişliği ve üzerindeki yapıların güzelliği bakımından gidilip görülmesi ve istenirse alış veriş yapılabilinecek güzel bir cadde.


BUDAPEŞTE

BUDAPEŞTE SEYAHATİ



Prag ‘ta başlayan seyahatin ikingi gününün gecesi  istikamet tren ile Budapeşte...

budapeste manzara
Budapeste
Prag-Budapeşte arası tren ile 8:30 saat sürüyor ,ben biletlerimizi  Czech-transport.com adresinden  ve yataklı kompartımandan   1 ay öncesinden gece 23:50 kalkış ve sabah 08:30 varışlı  aldım . Biletinizi alırken bileti nasıl teslim alacağınız ile ilgili 3 seçenek var .

  • Ev adresinize posta yolu ile ulaştırabiliyorlar.
  • Prag’ta konaklayacağınız otele bırakabiliyorlar.
  • Yada istasyon yakınındaki satış ofisinden kendiniz alabiliyorsunuz.  
Bu 3 şık içinde farklı fiyat tarifeleri var ben nasıl olsa gittiğimizde şehri gezeceğiz diye satış ofisinden alma şıkkını tercih ettim fakat alış işleminden sonra gelen mailde ofisin saat 16:00’ya kadar hizmet verdiğini ve Cumartesi Pazar kapalı olduğunu görünce tren şirketi ile mailleşerek biletimi otele bırakmalarını sağladım. 
 
tren istasyonu
Prag tren istasyonu
Kaldığımız otelden yürüyerek istasyon 5 dakika sürdü. İstasyon bir hayli büyük  ve düzenli
ayrıca içerisinde bavullarınızı ücret karşılığında  emanet edebileceğiniz bir yer var ama burası gece 23:00'e kadar açık oluyormuş dikkat!!! Praha hl.n (prague main  railway station)  Prag ana tren istasyonundan  Budapest-Keleti (Budapest-Keleti pu.railway station)’a başladı.

Saat tam 8:30’da Budapeşte’ye vardık. Trende ikram edilen sabah kahvaltısı ve kahvesi ile karnımız doymasa da gözümüz açılmıştı.

tren istasyonu
Keleti tren istasyonu
İstasyonda yine para bozdurma işini ATM’den  halledip kalacağımız otel için hemen istasyonun karşısındaki metro durağına yürüdük Kırmızı 2 hattı otelin çok yakınından geçiyordu.Metro biletlerimizi istasyonun içindeki bankomatlardan temin ettik.3 dakika sonra Şehrin Budin tarafındaki otelimizdeydik.
Şimdi birazcık Budapeştenin tarihine bakarsak:

BUDAPEŞTE  TARİHÇEŞİ: 


Macaristanın başkenti olan Budapeşte Tuna nehri iki yakasının Budin ve Peşte’nin Birleşmesi  ile   17.11.1873 oluşmuş.
Berlin’den sonra Orta Avrupanın en büyük 2. Şehridir.
Budapeşte’de sert kara iklimi ile Transtuna’nın bol yağışlı iklimi arasında geçiş iklimi sürdüğü için gidilecek en uygun zaman ilkbahar ve sonbahar ayları ama yaz aylarında yapılan festivalleri görmek için de sıcaklar rahatsız etmez diyorsanız denenebilir derim.

Budapeşte’de Avrupa birliği üyesi olup Euro kullanmayan bir ülke 2020 yılında Euro’ya geçmesi planlanıyormuş.
1 Forint(HUC) =108,920 TL

Büyük AVM , Restaurant, Mağazalar da Euro kabul etselerde kur farkından dolayı zarar görebilirsiniz yine Hava limanındaki ATM’ler para bozdurmak için en güvenilir kaynak , Özellikle yanınıza yaklaşan para bozdurabileceğinizi söyleyen kişilerden uzak durun!!

Otele vardığımız zaman saat sabahın 9:00’u olmasına rağmen hemen odamızı verdiler. Bizde bavulumuzu  odaya atar atmaz kendimizi sokağa attık . Günlerden Pazar olmasından dolayı şehir çok sakin görünüyordu.ilk önce otele yürüyerek 2 dakikalık mesafede olan  Dohan Sinagoguna gittik.

BUDAPEŞTE’DE  GEZİLECEK YERLER:


DOHAN MERKEZ SİNAGOGU (Dohany Utcai  Zsınagoga) : 


Yahudilerin 18.Yy’da kovulmaları ile 1850’lerde yaptıkları ve New York Şehrindekinden sonra Dünyanın en büyük Sinagogu.

dohan sinagogu
Dohan Sinagogu

Giriş ücreti  kişi başı 3700 HUF , giriş ve çıkışlarda sağlam bir aramadan geçiriyorlar . İçerisi 3 bölümden oluşuyor. Müze alanı , Bahçesi ve Sinagog kısmı.

giris bileti
sinagog giriş bileti
Sinagog kısmında 5 farklı dilde tercüman eşliğinde anlatım yapılıyor.Türkçe hariç. Sinagog girişinde erkeklere küçük kipa’lar dagıtıyorlar.
Sinagog çıkışında bahçe alanı var, Bahçedeki  duvarlar  yıllar içerisinde yaşanan olayları anlatan fotograflarla bezenmiş.Bahçenin sonunda yahudilerin künyelerinden yapılmış anıt  ve küçük taşlarla bezeli başka bir köşe mevcut.
En sonda ise müze kısmı var .İçerisinde fotoğraflar , kıyafetler ve dua alanı ile hüzünü yaşatan değişik bir müze olmuş.
Dohany Utcai Zsınagoga
Sinagog'un bahçe ve müzesi
Sinagogtan çıkınca yine yürüme mesafesinde olan  Aziz İstavan Bazilikasına yürüdük.

AZİZ  ISTVAN BAZİLİKASI (Szent Istvan Bazilika):    

Ülkenin en büyük çanına sahip olma ve aynı anda 8500 kişiye ibadet etme imkanı sağlaması ile en büyük Bazilikası ünvanını elinde tutuyor.Biz yürüyerek gittik ama  Metro hat 1 Bajcsy-Zsilinszky  ut   veya Metro hat 3 ile Arany jonas ut istasyonunda inerek  de ulaşabilirsiniz.


Aziz İstvan Bazilikası
Aziz İstvan Bazilikası
Buraya giriş ücreti ödemiyorsunuz.Pazar olmasından dolayı içeride vaftiz töreni vardı. Turistleri belli bir bölüme kadar alsalarda töreni seyretmek güzeldi.
Aziz İstvan Bazilikası
Aziz İstvan Bazilikası
Trende yediğimiz kahvaltı ve kahveden bu yana acıkınca doğruca öğlen yemeğine  gitmeye karar verdik. Pazar olmasından dolayı bir çok restaurant 13:00 veya 14:00’den sonra açılacaktı .Bizde yürüyerek Piknik alanı denilen yerel yiyecek ve içeceklerin satıldığı harika yere gittik .

PİKNİK ALANI:  

Vaci Utca ‘da yer alan alan  Yerel lezzetlerin , içeceklerin  büfe tarzı satış noktalarında satıldığı ortada piknik masaları ve normal sandalye  ve masaların da  bulunduğu hem uygun fiyatlı  hemde keyifli bir ortam . ayrıca trustik her türlü eşyayıda buradan temin edebilirsiniz.
Piknik alani
Piknik alanı
Karnımız doyunca doğru kaleye....Piknik alanı dan nehri takip ederek doğru Zincirli köprüye ve köprüyü geçincede Kaleye ulaşabiliyorsunuz.

ZİNCİRLİ KÖPRÜ :

zincirli kopru
Zincirli köprü

BUDA KALESİ (Buda Castle):  

Şehrin eski olan Buda tarafında yer alır.

buda kalesi
Buda Kalesi
Buda kale bölgesine 16- 16A nolu otabüsler veya Tunelin önündeki Finüküleri kullanarak çıkabilirsiniz. Biz gittiğimiz zaman Finüküler çalışmıyordu.Biz Zincirli köprüyüde yürüyerek  kaleye çıktık ama tavsiyem otobus kullanarak çıkmanız.Çünkü kale bir hayli tepede ve içi de büyük enerjinizi içini gezmeye saklayın derim.






Kale’nin güzel de bir hikayesi var Kaleyi 1235’lerde Macar Kralı IV.Bela yaptırmış ama Mohaç savaşında yenilip,varis bırakamadan ölmesi üzerine sahipsiz kalan devletin ileri gelenleri  kendi can derdine düşüp her biri bir yere dağılınca halk , şeçtikleri bir heyet ile şehrin anahtarını Kanuni Sultan Süleymana göndermişler. Böylece kale Osmanlıya geçmiş Surları, Sokullu Mustafa paşa  tamir ettirmiş ve Orta Hisardaki bir kule onun adını almış daha sonrada gelen beylerbeyleri başka kuleler yaptırarak Kale’yi güçlendirmişler.

Kalenin içini gezmeyi bitirince içerideki kahvelerden birinde oturup biraz enerji topladık ve kalenin içindeki duraklardan  otobuse atlayıp köprünün karşı tarafında yer alan parlemento binasına geçtik.

PARLEMENTO BİNASI (Parliement) :

Tuna nehri kenarında Budapeşte’de görülmesi gereken yerlerin basında geliyor, yapımı 1885 -1904 yılları arasında olan binanın yapımında 40 kilo altın kullanılmış.

parlemento binasi
Parlemento binası
Parlemento toplantılarının olmadığı zamanlarda özel turlar ile içerisini gezebilme imkanınız oluyor .Farklı dil seçenekleri de sunan bu turlar 45 dakika kadar sürüyor ve isterseniz internet adresinden de biletinizi alabilirsiniz şayet biletinizi binanın önünden almak isterseniz Kossut Meydanındaki satış ofisleri saat 16:00’ya kadar açık oluyor unutmayın!!

parlemento binasi

 Ayrıca  binanın ön tarafındaki ermeniler için yapılmış anı ayakabı heykelleri de görülmeye değer. Bu ayakkabı heykelleri beni hüzünlendirsede görmekten keyif aldım. Binanın önü densede yolun altında nehrin kenarında .

ayakkabi aniti

Parlemento binasının önünden geçen tram 2’ye binerek şehri dolaşma kararı verdik.Böylelikle  hem şehri tram ile dolaşmış hemde biraz dinlenmiş olduk. Son istasyonda inip kahramanlar meydanı için yeni Tram ‘a binmek istedik  ama gittiğimiz gün  o hat üstünde çalışma başlamış,oraya  otobusleri yönlendirmişler bu sefer otobus ile kahramanlar meydanına ulaştık.

KAHRAMANLAR MEYDANI(Hereos Square):  

Sol tarafında Güzel Sanatlar Müzesi ve sağ tarafında Sanat Sarayı var.

kahramanlar meydani
Kahramanlar Meydanı
sanat muzesi

Meydan  1929 yılında tamamlanmış ve  ‘ Binyıl Anıtı ’ ile  ‘ Baş Melek Cebaril ‘ Heykeli görülmeye değer. Akşam ışıklandırılmış halini de mutlaka görün derim. Dediğim gibi biz otobüs ile gittik ama  Metro 1 hat ile ulaşabilirsiniz. Ama burayı görmeden dönmeyin derim.

kahramanlar meydani
Biz PES deyiz

ANDRASSY   UTCA:  

Budapeştenin Şanzelizesi olarak bilinen gidenlerin mutlaka görmesi gereken eğlenceli ve güzel caddesi. Müzeler, sergi salonları vb bulunan cadde  22 numarada opera Binası da var.

BÜYÜK KAPALI PAZAR (Central  Market Hall): 

Özgürlük köprüsünün Peşte tarafında yer alan bu Pazar 1896 yapımıdır. Samu Pecz tarafından tasarlanan binanın çatısı, renkli  Zsolnay çinileri ile donatılmış.
Pazar 3 kattan oluşuyor 1. Katta hamur işlerinden tutun sebze meyve ne ararsanız var 2. Katta daha çok restaurantlar ve 3. Katta ise daha çok yeme içme tezgahlarına ulaşabilirsiniz.


kapali pazar
Kapalı Pazar

GELLERT TEPESİ VE KALE(Gellert Hill and Citadel): 

Budapeştenin 1945’te  Rus ordusu tarafından kurtuluşu anısına dikilmiş   14 metre uzunluğundaki  devasa Özgürlük Heykeli bulunur ve  Şehrin her yerinden burayı görme imkanınız var.
Piskopos Gellert’in adını taşıyan tepe  Osmanlılar tarafından inşaa edilen ve Avusturyalılar tarafından genişletilen Kale’yede  sahip. Kale deki askerlerin nöbet değişimine denk gelirseniz değişik bir seromoni  izlemiş olursunuz. Tram 41,47,49 ile ulaşmanız mümkün.


Gellert Tepesi

BUDAPEŞTE TARİH MÜZESİ(Budapesti Torteneti Müseum):  

Buda Kale bölgesindeki Müze pazartesileri kapalı ve Nisan ayından itibaren saat 18:00’ e kadar açık bulunuyor.Müzeye otobüs 10 ile kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz.

BUDAPEŞTE’DE ULAŞIM:

Biz bu yolculukta Tren kullanarak ülkeye giriş yaptığımızdan kendimiz için havalimanından şehre nasıl geliriz’e Şehre gelmeden önce bakmadım. Ama gelenler için ufak bilgiler vereyim:
Ferihegy Havalimanı şehre 20 km uzaklıkta ama sizin dikkat etmeniz gereken uçağınızın hangi terminalden kalkacak olması çünkü Havalimanında 3 tane terminal mevcut
1 KargoHava Yolları
2A Macar Hava Yoları
2B ise Diğer Hava Yolları tarafından kullanılan terminaller.


havaalani
Havaalanı terminalleri
Biletinizi dönüşte mutlaka kontrol etmeyi yada geldiğinizde  hangi terminale indiğinizi kontrol etmeyi unutmayın
Şehre otobus ile gitmek için terminal 2’nın önunden kalkan 200 nolu shuttle  otobüslerle Kobanya- Kispet istasyonuna kadar gidebilmeniz mümkün. Otobüs biletlerini otobüsten de temin edebilirsiniz ,daha  sonra  Mavi M3 metro ile Otelinizin olduğu bölgeye ulaşmanız mümkün. Otobüs ile uğraşmak istemeyenler içinde daha önce oteliniz ile yazışabilir sizi almaları konusunda yardım isteyebilirsiniz yada havalimanındaki Taksileri kullanabilirsiniz.
Taksi ile havalimanından şehir yaklaşık 25 avro tutuyormuş.
Otelden geri havalimanına dönüşte çok kolay öncelikle yine Mavi 3 metro hattı ile Kobanya Kispet ‘e  kadar gidip oradan 200 E nolu shuttle  otobüs’e binerseniz terminalin önünde iniyorsunuz. Toplam maliyet 3 avro.Biz dönüşü bu şekilde yaptık hem kolay hem uygun oldu.

TRAMVAY: 

Şehrin içinde kullanılan tramvay Stalin’in 70 yaş dönümünde yapıldığı için tram numaraları 70 ile başlıyor ve 30 tane hat var. Tramların bir çoğu Buda bölgesinden de geçiyor. Benim gibi şehri görmeyi seviyorsanız  Şehrin altından giden Metrolara göre Tram  güzel bir alternatif...
Özellikle 2.hat üzerinde yapılacak gezi ile Big Bus Tur yapmış gibi tüm şehri gezme imkanınız olacaktır.
METRO: Metro biletlerine metro istasyonlarının yanındaki tütün ve gazete satan bayiilerden temin edebilirsiniz. Kısa mesafeleri bile toplu taşıma kullanarak gitmeyi tercih edenlerdenseniz tüm günlük biletlerden almanız daha uygun ve çok daha az karmaşık.
Metro’ya binmeden biletinizi bilet makinasına basmayı unutmayın aksi halde cezası var!! Sınırsız biletler tüm toplu taşıma araçlarında geçerli. Ama biz bütün gün elimizdeki ikinci aldığımız biletleri makinalarda kullandık. Elinizde bilet olması yeterli bence devamlı bilet almadanda geçebilirsiniz.Görevlilere durumu çaktırmamak önemli.

BUDAPEŞTE’DE ALIŞVERİŞ:

Benim gibi Hard Rock kafe müdavimlerinden iseniz  Vaci Utca’daki Cafe’ye uğrabilirsiniz.Gıda alışverişi yukarıda bahsetmiş olduğum buyuk kapalı gıda pazarından alınabilir.
Vaci Utca ve Deak bölgeleri alışverişin yoğunlaştığı bölgeler olmakla birlikte şehirde bir çok AVM merkezi de mevcut.
Budapeşteden dönerken yanınıza Macar Şarapı, Paprika (Acı biber) ve Porselen  alınabilecek eşyalar arasında sayılabilir.

 PUDAPEŞTE’DE KONAKLAMA:

Budapeştede konaklama  uygun ve kolay olduğu için   4 yıldızlı  Eurostars Budapeşte Centre otelinde konaklama aldım.Şehir 23 farklı bölgeden oluşamakta ve trustik olan bölgeler Margit adası ile Seabadscg köprüsü ve Buda kalesi ile Kahramanlar bölgesi arasında kalan bölgeler olarak biliniyor.Tabii ki bu bölgeler diğer yerlere göre biraz daha pahalı ama yinede fiyatlar uygun olduğu için 4-5 yıldızlı otelleri tercih edebilirsiniz.

BUDAPEŞTEDE NE YENİR:

Gulaş: İri et parçaları , biber, soğan , sarımsak, patates  ile yapılan bir tür çorba çeşidi.Bizdeki et yemeklerine benziyor.
Pörkölt: Gulaşın daha susuz ve daha bol etli olan yemeği. Bizdeki yahni yada türlü yemeğine benzerliği var.
Papricas: Macarların olmazsa olmazı paprikaları yani kırmızı biberleri , bol paprika+krema+beyaz et ise Paprikas yemeği oluşuyor.
Tokany: Gulaş yemeğinin susuz ve etlerinin şerit şeklinde kesilmiş olan şekli.
Fözöleks:Etle arası olmayanlar için Taze fasülye, Kabak ve Mercimeğin özel sütlü bir sosya harmanlanıp pişirilmesinden oluşan bir yemek.
Turos Csusza: çokça yapılan ve içerisine süzme peynir konan makarna çeşidi.
Pobas Torta: En ünlü tatlısı 5 katlı oluyor ve her katında çikolata sosu olup en üst katında da Karamel olur.

BUDAPEŞTEDE NE İÇİLİR:

Tokaji: Budapeştede çok kaliteli ve çeşitli şarap bulma şansına sahipsiniz . Tokaji şarabının özelliğide Küflü üzüm kullanılarak yapılması ve aromasıdır.

Biz bir güne koca bir şehri sığdırmaya çalıştık .Ben çok keyif aldım ve en kısa sürede geri gelip daha uzun uzun  şehri dolaşmak isterim .eğer vaktiniz varsa buraya 3 gün ayırmanızı tavsiye ederim
Diğer şehirlerin yazılarını merak ediyorsanız yazılarımı takip edin.....