PRAG

PRAG SEYAHATİ


Merhaba
Geçen senenin son gecesini Prag ‘da geçirmek istedim.Avrupa şehirlerinin yılın son haftasında yaptıkları o hazırlanmalarını, ışıklandırılmalarını ve sokak yeni yıl partilerini merak etmişimdir. 
Bu fikrim oluşup yılın sonu da  gelmeye başladığında bilet araştırmalarım başladı, eğer elinizi çabuk tutar 4-5 ay öncesinden programınızı yaparsanız çok uygun fiyatlarla istediğiniz yere gitmek kolay.
Biraz araştırıp takip edince istediğim şartlarda uçak bileti buldum. Atladığım tek nokta benim bu fikrime ev halkından farklı tepkiler gelmesi idi. Küçük oğlum bizimle gelmek isterken büyük oğlum bu geziye  hiç sıcak bakmadı ve gelmek istemedi. Durum böyle olunca da benim prag gezisi bir süreliğine ertelendi.

Mailime düşen kampanya haberi ile tekrar Prag gündeme geldi, büyük oğlum gelmek istemediğini söylemişti, küçük oğluma da Paris-Disneyland gezi sözü verince eşimle baş başa tatil fırsatı doğdu.

17 Nisan Prag  gidiş ve 20 Nisan Budapeşteden dönüş ile 2 gece Prag ve 1 gece Budapeşte seyahati  hazırlamaya  başladım.
prag manzara
Prag

PRAG TARİHÇESİ;

Çek Cumhuriyetinin başkenti ve en büyük şehri Prag. 
Bu şehir için genel kabul görmüş fikirlerden biri ise şehrin dünyanın en güzel şehirlerinden biri olması. 2. Dünya savaşında pek zarar görmemiş olmasıda şehrin güzel ve özel olmasında etkili.
Tarihinin büyük kısmında Prag Çek, Alman ve Yahudi ırklarından oluşan karma bir milletmiş ,1939 Nazi Almanyası tarafından işgal edilince Yahudiler ya sürgüne gönderilmiş yada Almanlar tarafından öldürülmüş.  Nazi Almanyasının tesliminden 4 gün önce Prag’da Almanlara karşı bir ayaklanma olmuş ve 4 gün sonra Sovyet şok ordusu şehre girmiş  bu seferde Almanlar ülkeden ya kaçmış yada gönderilmiş.

Prag 1 mayıs 2004 yılında Avrupa birliği ülkesi olmuş, schengen vizesi ile ülkeye giriş yapılıyor.(yeşil pasaport sahipleri için vize gerekmemektedir)

Ülkede geçen para birim Çek kronu      1 ₺=9,65 çek kronu

Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen kendi para birimini kullanıyorlar ve gittiğinizde havalimanınıda da ATM’lerden para bozdurabilirsiniz. 
ATM’lerden para bozdurma işi daha güvenilir ve daha az komısyon ödenecek olan yol . ATM’lerde komisyon oranı %1,5-2,5  iken döviz bürolarında bu oran %8’e kadar çıkabilir.
bankamatik
Havaalanındaki bankamatikler
Kredi kartı kullanımı yagın, ve tek seferde 2000 çek kronu miktarında yapacağınız harcamalar da Tax free alma şansınız var geri alacağınız vergi oranı  %12

PRAG ‘TA GEZİLECEK YERLER                         

  1. Eski Belediye Binası     
  2. Rudolfinium        
  3. Paris caddesi                                                   
  4. Astronomik saat kulesi
  5. Clementinum Manastırı
  6. 4. Charles köprüsü
  7. Petrin Tepesi
  8. Vaclavske  Meydanı
  9. Prag Kalesi
  10. Malostranske Meydanı
  11. Hanger Vall
Nisan ayı seyahatlerle dolu  geçti ve  son rotası  uzun zaman önce planladığım Prag ve Budapeşte  oldu. 
Bu güzergah genelde Prag,Viyana,Budapeşte olarak düzenlense de biz daha önce Viyana yaptığımız için ben Prag ve Budapeşte olarak hazırladım.

Ucak biletimiz 12:40 Sabiha gökçen Pegasus hava yolları ileydi.uçak 25 dakikalık rötar ile havalandı ve 1 saat 50 dakika sonra Prag Hava limanına indik .
Prag havalimanı oldukça büyük ama kolay bir liman. Uçaktan inip havalimanına girmeden önce iki tane havalimanı polis’i tarafından pasaport kontrolleri yapıldı.
Daha sonra tekrar sıraya girip pasaportlarımızı kontrol ettirdikten sonra, yola çıkmadan bir gece önce ayarladığım Prag dolmuşu servisi ile otele transferimizi sağladık.
Bu servis Shutle hizmeti veriyor ve iki kişi 17 avro’ya sizi otelinize bırakıyor.Ödemeyide  araçtan inerken ister avro ister kron olarak yapabiliyorsunuz.
servis
Havaalanından shuttle servisi karşılıyor
PRAG... Gitmeden önce yine dersimi iyi çalışmış tüm gidilecek yerleri, Sarayları, Kaleleri , Köprüleri araştırmış, hazır bir şekilde gitmiştim. Aslında gitmeden  şehri tanıyor gibiydim ve sonuçta avrupa şehri olarak diğerlerinden ne kadar farklı olabilir ki diye düşünmüştüm.Ama yanılmışım. Prag avrupa şehirleri arasında göze en fazla  hitap eden şehir bence.
Oteli  Old Town tarafından alarak şehrin tarihi kısmına  kolayca ulaşma kısmını da halletmiştim , hakikaten de otelden çıkınca  Eski belediye binasına yürüyerek 2 dk’lık mesafede idik.

ESKİ BELEDİYE BİNASI :

Cumhuriyet Meydanında (Namesti Republiky) 20. Yy basında yeni sanat tarzıyla yapılmış şu anda kültür merkezi ve konser salonu olarak kullanılıyor.1383 yılında Kral Wenceslas IV’e  ev sahipliği  yapsın diye yaptırılmış.1908 yılında savaşlarda çok zarar görmüş  ve bagzı yerleri yıkılmış,6 yıllık bir çalışmadan sonra 1911 yılında aslına uygun yeniden yapılmış.Kapısının önünde bilet satışları yapılıyor ve konser’e gidemeseniz de içini bir gezin derim.
belediye binasi
Eski Belediye Binası
Otele eşyalarımızı bırakıp kendimizi dışarıya attık ilk istikamet Petrin tepesi idi . Ama öncelik kendimize 1 günlük geçerli olan biletlerden almaktı.Tobacco shop’larda bu biletlerden bulabiliyorsunuz. Kişi başı 110 kron.
bilet
Günlük Bilet

Bindiğiniz toplu taşıtlarda kimse bilet kontrolü yapmıyor ,siz elinizdeki bileti turuncu makinalara sokup onaylatıyorsunuz.
Biz kendimizi tram 22’ye  attık ve doğru Petrin tepesine...

PETRİN TEPESİ:  

Şehrin manzarasının en görkemli olduğu yer mi? Kesinlikle evet. Şehri ayaklar altına alıp hele seviyıorsanız sıcak şarap eşliğinde Prag’ı seyretmenin keyfini çıkartabileceğiniz bir mekan .
Tepe minyatür Eyfel kulesi ve 1 televizyon kulesi ile tanınıyor. Ayrıca Miror Mare ilginç olabilir.Petrin tepesine Finiküler ile ulaşmak ta ayrı bir keyif olabilir ama biz tram kullanarak ulaşmayı tercih ettik.

Petrin tepesinde sıcak şarap eşliğinde şehrin fotoğraflarını çektikten sonra hava kararmaya ve soğumaya başladı .Gitmeden önce hava durumuna bakmış havanın akşam 1 derece olacağını okumuştum ama şansımıza çok ta soğuk değildi hatta güneşli olduğu zamanlar tam yürüyüşe uygun sıcaklıktaydı. Yine de akşam soğuğu çökünce otele doğru yürümeye başladık.
petrin tepesi
Petrin Tepesi
Otel, yürüyerek ulaşma mesafesinde olunca çok kolay oluyor.Karnımızda acıkmıştı gitmeden önce rezervasyon yaptırdığım yerel restauranta gitmek üzere üzerimize kalın eşyalrımızı giyip yola çıktık .
U Kunstatu adlı restaurant’a vardığımızda daha çok birahane olduğunu görüp yol üzerindeki Hard Rock Cafe’ye dönüp yemeğe karar verdik.
hard rock cafe
Hard Rock Cafe
Yemek faslını bitirince ışıklandırılmış Kale ve Köprü keyfi yapmak üzere Charles bridge’e yürümeye başladık .Heykeller, Işıklar, Satıcılar, Müzisyenler ve gezenler ile Kale ve köprü insanı büyülemeye yetiyor.
Biz Kale gezisini ertesi gün için planlamıştık. Köprünün üzerinden sadece kale’nin  ışıklandırılmış halini seyredip geri döndük ve Astronomik saat kulesinin önündeki kafelere oturarak home made Şaraplarımızı söyleyip saat manzarası eşliğinde şaraplarımızı yudumladık .
Bu günlük bu kadar yeterli geldi. Yarın için gezilecek ,görülecek çok yerimiz vardı .Ertesi sabah Otelden Check out’umuzu yapıp bavulumuzu otelin emanet odasına bırakıp yola düştük.
Otelde kahvaltı satın almamıştım. Otele gittiğimizde de kişi başı kahvaltının 25 avro olduğunu ama indirimle iki kişinin 35 avro’ya kahvaltı alabileceğimizi söylediler.Biz birazcık araştırınca otelin yanında çok güzel kahvaltı veren harika bir pastahane  bulduk. La Gare Brasseria
Portakal suları, kahveler, mükemmel ev yapımı croisant’larda dahil 2 kişi 13 avro’ya çokta güzel kahvaltı yaptık.
La Gare Brasseria
La Gare Brasseria

Prag düz alana kurulmuş bir şehir,zaten  en yüksek tepesine de şehrin kalesini yapmışlar , Şayet şehri Kale’den başlayarak gezerseniz hem aşağı doğru yürümüş hemde yolunuzun üzerinde sırasıyla bir çok önemli durağı ziyaret etme şansını yakalamış oluyorsunuz.

Bizim otelden Kale’ye gitmek için  Tram 5 ile Malonstranske meydanına geldik ve ilk önce St Nicolas kilisesini dolaşıp , oradan da  tram 22 İle Kale kapısının önünde indik.

MALOSTRANKE MEYDANI:  

Tomaska cad üzerindeki meydandır.

ST NİCOLAS KİLİSESİ:  

Christoph Dientzenhofer tarafından tasarlanan kilisenin inşaatında oğlununda katkıları olmuş. 1704-1711 yılları arasında kendisi orta  ve ön yüzü tamamladıktan sonra oğlu devralmış ama ikisininde vefatı ile italyan Anselmo Lurage tarafından tamamlanmış.
Kilisenin 70 metrelik kubbesi ‘THE HOLY TRİNİTY’ (Kutsal üçlü) adında kubbesi frensklerle kaplı ve kubbenin altındaki sutunlarda  heykeller mevcut.
St Nicolas Kilisesi
St Nicolas Kilisesi

PRAG KALESİ:  

570 metre uzunluğa ve 130 metre uzunluğa sahip kalenin yapımına 9. yy ‘da başlanmış ve 12 ve 13. Yy ‘da genişletilen kale 14.yy’da Kral Charles IV  döneminde yenilenip daha da genişletilmiş.Günümüzde Çek Cumhuriyeti Cumhur başkanı sarayı olarak kullanılıyor.

kale avlusu
Kale avlusu
kale girisi
Kalenin giriş kapısı
Kale biletleri ana kapıdan girince sol taraftaki küçük ofislerde satılıyor,Kaleyi gezmek için 2 çesit bilet yapılmış . Kısa ve uzun tur ,biletlerin kullanımı 2 gün için geçerli, ve saat 17:00’den sonra kale ‘nin gezilecek yerlerinin kapıları kapanıyor, zamanı yetmeyenler ertesi günde kalan yerleri gezebilirler. 

Bahçesindeki  ST VİTUS KATEDRALİ  ücretsiz olarak gezilebilir ayrıca bahçelerde ücretsiz.

Kale’nin içinde gezmeye  başladığınız zaman en az yarım gününüzü Kale ‘ye ayırmanız gerekli bence çünkü içindeki St Vitus katedrali, St George bazilikası, Golden Lane, Oyuncak müzesi, Daliborka kulesi her biri gezilip görülmesi gereken ve çok da güzel korunarak günümüze kadar ulaştırılmış tarihi eserler.

ST VİTUS KATEDRALİ: 

Prag şehrinin en büyük ve en önemli kilisesi ,Prag Krallarının mezar yeri olarak kullanılmakta  ayrıca Kraliyet ailesine ait mücevherler ve hazinelerde burada saklanmakta. Katedralin yapımına 14. Yy’da başlansa da 19.Yy’da bitirilebilmiş. Katedral 2 kısımdan oluşuyor, Gotik kısımda 14.ve 15. Yy’dan kalma  1 kule ve neo Gotik kısımda 19. Ve 20. Yy’dan kalma 2 kule bulunuyor.
 
St Vitus Katadrali
St Vitus Katadrali 

St Vitus Katadrali ve biz

ST GEORGE BASİLİKASI:  

En eski basilika 920 yılında  Vratislaus 1 tarafından kurulmuş. Adından da  anlaşılacağı gibi Aziz George’a adanmış 973 yılında genişletilmiş 19.yy’dan buyana Bohem sanat galerisine ev sahipliği yapmakta.
St George basilikasi
St George Basilikası
St George Basilikası
St George Basilikası

GOLDEN LANE :  

Basilikan çıkıp sağa dönünce dar yoldan ilerlerseniz Golden Lane‘e ulaşırsınız. 
Burası Kale  çalışanlarının ikamet ettiği evlerden oluşan küçük sokak  ve bir başka rivayete görede simyacılar  sokaktaki metali altına dönüştürmeye çalışmışlar ama asıl burda yaşayan kuyumculardan dolayı bu ismi almış..
Şimdi evler küçük hediyelik eşya dükkanlarına dönüştürülmüşve ünlü Franz Kafka  1916-1917 yılları arasında buradaki 22 nolu evde yaşamış.
Golden Line
Franz Kafkanin evi
22 numara Franz Kafka'nın evi
golden line
Golden Line'da bir ev

Sokağın sonunda avluya gelince Büyük metal kurukafanın önünde  1 anıt var buradaki dar merdivenlerle  DALİBORKA KULESİ ‘ne iniliyor evet doğru duydunuz kuleye iniliyor. 
Bu kule 1781 yılına kadar hapishane olarak kullanılmış ismini de içindeki ilk mahkumun isminden almış.
Daliborka Kulesi
Daliborka Kulesi
Daliborka Kulesi
Kulenin içine girilen merdivenler
Kale’nin ana giriş kapısının önüne yerel yiyeceklerin satıldığı küçük büfeler kurmuşlar tabii ki onlarıda kalenin muhteşemliğini  bozmadan ahşap masalarla tamamlayıp, görüntü kirliliğinden uzak  ortaçağ konsepti  yapmışlar.
yiyecekler
Prag kalesi önündeki yerel yiyecekler
Kalenin içinde geçen yarım günün sonunda acıkmış olan bizim için yerel tatlarla buluşmak harika oldu.
Kaleden aşağı Karluv Most tabelalarını takip edip  yürüyünce bizi  yine tüm muhteşemliği ile Charles Bridge karşıladı.
Hemde üzerindeki sokak satıcıları ve müzisyenleri ile. Valla köprü bana elimdeki sıcak içecekle Vlatava  nehrini seyrederek gezince daha da bir keyifli geldi.

CHARLES KÖPRÜSÜ: 

Roma imparatoru  Charles IV  tarafından 1357 yılında Petr Parler’e  yaptırılmış, 1870 yılına kadar  Taş Köprü  yada Prag Köprüsü olarak isimlendirilmiş .köprünün uzunluğu  515 m imiş ve iki tarafında da kuleler mevcut.
kopru
Köprü girişi
Old town bridge tower  tarafındaki kulenin önünde bir Çek askeri bekliyor askerin bulunduğu yerdeki kapıdan  Kuleye çıkabiliyorsunuz.Kuleye çıkış ücretli.

Köprünün üzerinde 30tane heykel var ve çoğu 1706 ile 1714 yılları arasında köprünün üzerine konulmuş,  ve köprünün değişik bir hikayesi de var.

Kraliçenin günahlarını çıkarttığı pederin ismi Aziz john imiş, Kral bir gün Aziz John’u huzuruna çağırtarak Kraliçenin günahlarının neler olduğunu ögrenmek istemiş ,Peder Kral’ın bu isteğini yerine getirmeyince Kral peder’i bu köprü üzerinden Nehirin sularına attırarak infaz etmiş. 
Charles koprusu ustundeki heykeller
Charles köprüsü üstündeki heykeller
Şehrin en romantik yerlerinden biri neresidir deseler  Vlatava Nehri üzerindeki  bu köprü diyebilirim, Akşamları kalenin ışıklandırılması ile tam bir şölene dönen köprü ve kale manzarası akşamınızı daha romantik hale getiriyor..
gece kopru
Köprüden gece görüntüsü
kopru selfisi
Köprü selfisi
Köprünün ve nehrin muhteşem manzarasından çıkamadan saat kulesinin bulunduğu meydana ulaştık. 
Zaten  meydan kalabalık olmaya başlamış ama daha saat başına 25 dakika var yani seremoni için beklemek lazım ama yorulmuştukta , saat kulesinin yanındaki faytonlar cazip geldi,atladık içine ,sıcacık bahtaniyeyide bacaklarımıza örtünce faytonlu  şehir turu tadından yenmez hale geldi.Fayton turu 15-20 dakikalık bir tur ve 800 Kron
Faytonun şöförü bayandı ve  Fötör şapkası ve kalın paltosu ile çok şıktı.
Şehrin Paris Street dedikleri ünlü mağazaların bulunduğu sokaktan Fayton ile  geçerken eski ile lüksün birleşimini yaşıyorsunuz.

PERLOVA(PARİS) CADDESİ: 

İki tarafı ağaçlarla kaplı caddede lüks mağazalar, kafeler ve mağazalr var, daha çok istanbulun nişantaşı caddesi gibi.
perlova
Perlova caddesi
Saat başı,  saat kulesinin önü ana baba günü oluyor,eee o kadar gidip bu seromoniyi görmeden olmaz.

ASTRONOMİK SAAT KULESİ:  

Saat kulesinin hikayesi de en az kendi kakar ilginç . Saat 15.yy’da Jan Ruza saat ustası Hanus tarafından yapılmış.
Kral saati yaptırdıktan sonra Hanus’u yanına çağırtmış,Hanus güzel bir ödülle mükafatlandırılacağını düşünürken , kral kendisini önce tebrik etmiş sonra gözlerini kör ettirmiş.Kral’ın amacı böyle bir saatin bir daha aynısından yapılmaması imiş.Hanus böyle bir duruma düşmekten çok mutsuz olmuş ve saatin mekanik aksanı içerisine atlayarak intahar etmiş böylece de saati bozmuş.
astronomik saat kulesi
Astronomik saat kulesi
 Saat 16. Yy ‘da Jan Taborsky tarafından tamir  edilmiş ve geliştirilmiş  ama bir zaman sonra saat yine doğru zamanı göstermemeye başlamış ve uzunca bir süre çalışmamış.yeniden 1865 yılında tamir edilsede 1945 yılında Almanlar tarafından ciddi hasar görmüş
Saatin üzerindeki astronomik çizimler ortaçağın evrenle ilgili görüşlerini yansıtmakta.
Dünya merkezde ,mavi kısım ufuktaki gökyüzü,kahverengi kısım gökyüzünün altındaki yerler imiş.
Saatin üstünde latince  ORTVS (doğu)  OCCASVS (batı)  AVRORA (şafak vakti)  CPEPVSCVLMN (alacakaranlık) yazmakta. 
Zodiac halkası ise gökyüzündeki yıldızları, yandaki kısın ise güneş ve Ayı temsil ediyor.Saat üstündeki 3 halka Çek, Avrupa ve Babil zamanlarını gösterir

Saatin üzerindeki animasyonlarda ;
Solda elinde ayna olan: Kibir ve kendini beğenmişliği temsil eder.
Solda elinde altın kesesi olan yahudi : Açgözlülüğü ve tefeciliği temsil eder.
Sağda iskelet: Ölümü temsil eder.
Sağda Mandolin çalan osmanlı: Keyif ve eğlenceyi temsil eder.
Dediğim gibi her saat başı burası doluyor taşıyor. Ve bu seronomi sadece 2 dakika falan sürüyor ve tekrar meydan boşalıyor.
saat kulesi
Saat kulesi selfisi
Biz kaldığımız yerden devam ederek Old town meydanındaki pandomimcilerle resim çektirip , Rudolfinum'a yola çıktık.
meydan
Pandomimcilerle resim çektirmeyi ihmal etmedim

OLD TOWN MEYDANI:  

Wenceslas meydanı ile Charles köprüsü arasında bulunan meydan. Yayalara açık bir meydan olduğu için ya taksi ile ya da metro ile ulaşabilirsiniz.
Meydandaki heykel dini inançları uğruna yakılarak öldürülen Jan Hus adına ölümünün 500.yıl dönümünde 1915 yılında dikilmiş. Özgürlük anısına dikilen ‘Marian Sütunu’da 1918 yılında dikilmiş.
Old Town Meydanı
Old Town Meydanı

1311 yılından beri tüm önemli olaylar Taç giyme törenleri bu meydanda olmuş. İmparator Mattihas ‘a karşı gelen 27 liderin idam edilmesi de bu meydanda olmuş ve belediye binasının üzerindeki 27 haç bu hazin olayı anlatmaktaymış.

Şimdi ise  her meydan da olduğu gibi bu meydanda da müzisyenler ve Karikatürünüzü yapmak için bekleyen ressamlar her saat  meydanı canlı tutuyorlar.
Old Town’dan yürüyerek Rudolfinum’a ulaştık.

RUDOLFİNUM: 

Palach Meydanında Vlatava nehri kıysında 1876-1884 yılları arasında inşa edilmiş Müzik  oditoryumudur. Şimdi ise Çek flormonik orkestrasına ev sahipliği yapmakta.
Rudolfinum
Rudolfinum
Her şehrin kendine has kokusu oluyor ya,  Prag’ta tarçın ve şeker kokuyordu. Çünkü adım başı Tridelnik dedikleri hamur işinden yapıyorlar ve lezzeti harika .Öğlen kale kapısında yediğimiz yemekten  buyana hafif acıkan bize  arada bu lezzetli atıştırmalıklar güzel geldi.

Rudolfinumdan sonra hava kararmadan görmek istediğim Wanceslass meydanına gitmeye karar verdik ama önce old meydanı’ndan  Tram 17’ye atlayıp Danseden Ev olarak bilinen ve New Town denilen şehrin yeni kısmına giderek yapıyı gördük.

Vaktimiz kısıtlı olduğu için tekrar Tram 14’e binerek bu sefer Wencesslas meydanına paralel caddede inerek 2 dk yürüyüşle meydana ulaştık.

WENCESLAS MEYDANI:  

Prag 1. Bölgede ,etrafı kafeler ve şık mağazalarla çevrili , sonunda Natıonal Müze olan dikdörtgen meydan.
Akşam karanlığı olup havada soğuyunca cadde üzerinde hızlı  yürümeye   başladık  ve karnımızda acıkınca çok şık bir Meksika restaurantı gözümüze ilişti ( PEPE  LOPEZ) ,zaten karı koca severiz meksika yemeklerini ,Meksika yemeklerini sevenlere mutlaka gitmelerini ve o atmosferi görmelerini öneririm.
pepe lopez
Yemekleri gibi dekorasyonu'da çok iyi

PRAGTA  KONAKLAMA:  

yaptığım tüm araştırmalar ve prag’ta tatil geçirilen tanıdıklarımla konuşmalarımdan ulaşım ağının çok gelişmiş olması ve şehre maksimum 20 dakika da ulaşma kolaylığı yüzünden kaldığınız bölge çok sorun değil önemli olan bütçe ve zevkinize uygun yer şeçmeniz . 
şehir yıl içerisinde çok turist aldığı için erken rezervasyon fiyatların  uygun olması bakımından önemli . Ben bu sefer   Hilton Old Town  Otelini ayarladım .Eğer bütçenizi aşmıyorsa kesinlikle lokasyon bakımından öneririm.

PRAG’TA  NE YENİR İÇİLİR ? : 

Tüm sene turistlerin geldiği bir ülke oldukları için dünya mutfaklarından  secenekler bulmanız kolay ama illa ki yerel mutfaklarından tatmak istiyorum derseniz öğlenleri yedikleri yemekleri ana öğün saydıkalrından DUMPLİNES adı verilen ve içinde farklı şeyler olan hamur işi tercih edilebilir.
Etli gulaş ise bizim yemeklerimizden çok farklı bir yemek değil, ama tabii damak zevki herkesin değişebildiği için denemeden karar vermeyin derim
Ben gitmeden önce Prag’ın meşhur restauran ve barlarına rezervasyon yaptırmayı ihmal etmemiştim.
U Kunstatu  ve Vinograf Wine Beer
Prag’ta ne içilir dersek tabii ki Bira ülkesi olmasından dolayı Pilsener, Urguell, Budvar,Staropramen  biralarını denemeden dönmeyin .
Ayrıca yaygın olarak içilen diger içki de şarap 
Yine bitki özlerinden yapılan Becherocka ‘yıda yemeklerden sonra tek olarak içiyorlar. Abseint ise alkol oranı çok yüksek olan diğer bir içki ama alıyorsanız dahi bu içkiyi dikkatli içmenizi tavsiye ederim. Van Gogh ‘un bu içkiyi içtikten sonra kulağını kestiğini hatırlatmakta fayda var.

Bira
Biralar denemeye değer

PRAG’TA ULAŞIM:  

Prag  Avrupa’da merkezi bir konumda olmasından dolayı Uluslar arası ve şehir içi ulaşım bakımından son derece gelişmiş ve kolay bir ulaşıma sahip, bir çok avrupa ülkesinden Tren ile ulaşım olanağı var .
Şehir içinde de Metro, Tramvay, Taksi, otobüs kullanılan araçlar ama en yaygın olarak Metro ve Tramvaylar tercih ediliyor. 
Metro ‘nun 3 hattı mevcut  A,  B,  C hatları.  A hattı Yeşil, B hattı Sarı , C hattı Kırmızı renkte başta biraz karışık görünse de yolunuzu bulmak kolay 
‘Vystup2 kelimesinin ÇIKIŞ ve ‘Prestup’ yazılarının sizi ‘hatlar arasında çıkış’ noktalarına götüreceğini belirtmekte fayda var.

PRAG’TA ALIŞVERİŞ:  

İnsanın gittiği yerlerden eşya almasını anı toplaması olarak nitelendiriyorum. Çok olmasa da 1-2 parça şehre özgü eşya almak güzel oluyor. 

Prag’tan ne alınır ve nerden alınır ? 

Prag ile birlikte ‘Bohemya Kristalleri ‘ve tabiiki Swaroskı akıllara ilk gelenler arasında Kristal konusunda yıllarca kullanacağım hakkını veren bir marka olsun isterseniz ‘Moser’ alınabilir.
Alışveriş caddeleri:  Parizka caddesi kaliteli  ve marka mağazaları ve kafeleri bulabileceğiniz en şık caddelerinden bir tanesi  ayrıca  Mala Strana, Vaclov meydanı, Na prikope caddesi, Narodni  alışveriş için alternatif caddeler arasında yine Celetan caddesinde Prag’a özgü ürünleri bulabilirsiniz bu caddede Charles Köprüsü ile Old Town arasında.

PRAG PAZARLARI:

Hem yerel havayı koklamak hem daha uygun fiyatları ürünler bulmak isteyenlerdenseniz bu pazarlar size göre
  1. Charles Bridge :Köprüsü, üzerinde kurulan Pazar daha  çok turistik hediyelik eşya alınabilir.
  2. Havelske Trziste : Havelske street prague 1’de kurulan ve daha çok turistlerin gittiği Pazar
    Havelske Trziste
    Havelske Trziste
  3. Prag Bit Pazarı : Daha çok yerli halkın gittiği, her ayın 2. Cumartesi açık olan genellikle 2. El ürünlerin satıldığı pazar.
  4. Prazska Trznice ve Prankrac Trznice ‘de vakti olanların uğrayabileceği pazarlar.
Prag’da bizde olduğu gibi köşe başınada bir AVM olmamakla birlikte Palladium ve Palac Flora en büyük ve güzel alış veriş merkezlerinden en  eski olanı ise  Myslbek  alış veriş merkezi.

Biz bu geceyi yataklı trende Budapeşte’ye yolculuk yaparak geçirip yarın sabah Budapeşte’de olacak şekilde ayarlamalarımızı yaptım .
Yemeğimizin ardından yürüyerek otele gidip bavulumuzu aldıktan sonra yine yürüyerek 5 dakikada  Prag tren istasyonuna ulaştık.
Gar büyük ama kolay bir gar.Tren 23:50’de hareket edecekti ve istasyona  23:30’da geldi. İstasyonda tren  ve kaç numaralı kompartımanda  olacağınız hakkındaki  tüm bilgileri anlatan tabelalar mevcut.Zaten yardım edecek görevlilerde var  ama onlardan  çok birşey beklemeyin onlarında pek bir şey bildiği yok.
Tren tam vaktinde hareket etti ve bizim Budapeşte yolculuğumuz başladı.

Prag  şehrinin  her yeri birbirinden güzel ve tarih kokuyor en güzeli de diğer avrupa şehirleri gibi bu şehri de çok güzel korumuş olmaları ,Kendi şehirlerimizi umarsızca talan etmemize her yurtdışına çıktığımda üzülüyorum.

Biz bu güzel şehri görmekten, dolaşmaktan ,yerel lezzetlerini tadıp ,içeceklerini içmekten çok keyif aldık ve bizim için tatilin Prag kısmı bitse de sırada Budapeşte var...                                                                                                           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder