PRAG SEYAHATİ
Merhaba
Geçen senenin son gecesini Prag
‘da geçirmek istedim.Avrupa şehirlerinin yılın son haftasında yaptıkları o
hazırlanmalarını, ışıklandırılmalarını ve sokak yeni yıl partilerini merak
etmişimdir.
Bu fikrim oluşup yılın sonu da gelmeye başladığında bilet araştırmalarım başladı, eğer elinizi çabuk tutar 4-5 ay öncesinden programınızı yaparsanız çok uygun fiyatlarla istediğiniz yere gitmek kolay.
Biraz araştırıp takip edince istediğim şartlarda uçak bileti buldum. Atladığım tek nokta benim bu fikrime ev halkından farklı tepkiler gelmesi idi. Küçük oğlum bizimle gelmek isterken büyük oğlum bu geziye hiç sıcak bakmadı ve gelmek istemedi. Durum böyle olunca da benim prag gezisi bir süreliğine ertelendi.
Bu fikrim oluşup yılın sonu da gelmeye başladığında bilet araştırmalarım başladı, eğer elinizi çabuk tutar 4-5 ay öncesinden programınızı yaparsanız çok uygun fiyatlarla istediğiniz yere gitmek kolay.
Biraz araştırıp takip edince istediğim şartlarda uçak bileti buldum. Atladığım tek nokta benim bu fikrime ev halkından farklı tepkiler gelmesi idi. Küçük oğlum bizimle gelmek isterken büyük oğlum bu geziye hiç sıcak bakmadı ve gelmek istemedi. Durum böyle olunca da benim prag gezisi bir süreliğine ertelendi.
Mailime düşen kampanya haberi ile
tekrar Prag gündeme geldi, büyük oğlum gelmek istemediğini söylemişti, küçük
oğluma da Paris-Disneyland gezi sözü verince eşimle baş başa tatil fırsatı
doğdu.
17 Nisan Prag gidiş ve 20 Nisan Budapeşteden dönüş ile 2
gece Prag ve 1 gece Budapeşte seyahati
hazırlamaya başladım.
![]() |
Prag |
PRAG TARİHÇESİ;
Çek Cumhuriyetinin başkenti ve en
büyük şehri Prag.
Bu şehir için genel kabul görmüş fikirlerden biri ise şehrin dünyanın en güzel şehirlerinden biri olması. 2. Dünya savaşında pek zarar görmemiş olmasıda şehrin güzel ve özel olmasında etkili.
Tarihinin büyük kısmında Prag Çek, Alman ve Yahudi ırklarından oluşan karma bir milletmiş ,1939 Nazi Almanyası tarafından işgal edilince Yahudiler ya sürgüne gönderilmiş yada Almanlar tarafından öldürülmüş. Nazi Almanyasının tesliminden 4 gün önce Prag’da Almanlara karşı bir ayaklanma olmuş ve 4 gün sonra Sovyet şok ordusu şehre girmiş bu seferde Almanlar ülkeden ya kaçmış yada gönderilmiş.
Bu şehir için genel kabul görmüş fikirlerden biri ise şehrin dünyanın en güzel şehirlerinden biri olması. 2. Dünya savaşında pek zarar görmemiş olmasıda şehrin güzel ve özel olmasında etkili.
Tarihinin büyük kısmında Prag Çek, Alman ve Yahudi ırklarından oluşan karma bir milletmiş ,1939 Nazi Almanyası tarafından işgal edilince Yahudiler ya sürgüne gönderilmiş yada Almanlar tarafından öldürülmüş. Nazi Almanyasının tesliminden 4 gün önce Prag’da Almanlara karşı bir ayaklanma olmuş ve 4 gün sonra Sovyet şok ordusu şehre girmiş bu seferde Almanlar ülkeden ya kaçmış yada gönderilmiş.
Prag 1 mayıs 2004 yılında Avrupa
birliği ülkesi olmuş, schengen vizesi ile ülkeye giriş yapılıyor.(yeşil pasaport
sahipleri için vize gerekmemektedir)
Ülkede geçen para birim Çek
kronu 1 ₺=9,65 çek kronu
Avrupa Birliği üyesi olmasına
rağmen kendi para birimini kullanıyorlar ve gittiğinizde havalimanınıda da
ATM’lerden para bozdurabilirsiniz.
ATM’lerden para bozdurma işi daha güvenilir ve daha az komısyon ödenecek olan yol . ATM’lerde komisyon oranı %1,5-2,5 iken döviz bürolarında bu oran %8’e kadar çıkabilir.
ATM’lerden para bozdurma işi daha güvenilir ve daha az komısyon ödenecek olan yol . ATM’lerde komisyon oranı %1,5-2,5 iken döviz bürolarında bu oran %8’e kadar çıkabilir.
Havaalanındaki bankamatikler |
Kredi kartı kullanımı yagın, ve
tek seferde 2000 çek kronu miktarında yapacağınız harcamalar da Tax free alma
şansınız var geri alacağınız vergi oranı
%12
PRAG ‘TA GEZİLECEK YERLER
- Eski Belediye Binası
- Rudolfinium
- Paris caddesi
- Astronomik saat kulesi
- Clementinum Manastırı
- 4. Charles köprüsü
- Petrin Tepesi
- Vaclavske Meydanı
- Prag Kalesi
- Malostranske Meydanı
- Hanger Vall
Nisan ayı seyahatlerle dolu geçti ve
son rotası uzun zaman önce
planladığım Prag ve Budapeşte oldu.
Bu güzergah genelde Prag,Viyana,Budapeşte olarak düzenlense de biz daha önce Viyana yaptığımız için ben Prag ve Budapeşte olarak hazırladım.
Bu güzergah genelde Prag,Viyana,Budapeşte olarak düzenlense de biz daha önce Viyana yaptığımız için ben Prag ve Budapeşte olarak hazırladım.
Ucak biletimiz 12:40 Sabiha
gökçen Pegasus hava yolları ileydi.uçak 25 dakikalık rötar ile havalandı ve 1
saat 50 dakika sonra Prag Hava limanına indik .
Prag havalimanı oldukça büyük ama kolay bir liman. Uçaktan inip havalimanına girmeden önce iki tane havalimanı polis’i tarafından pasaport kontrolleri yapıldı.
Prag havalimanı oldukça büyük ama kolay bir liman. Uçaktan inip havalimanına girmeden önce iki tane havalimanı polis’i tarafından pasaport kontrolleri yapıldı.
Daha sonra tekrar sıraya girip
pasaportlarımızı kontrol ettirdikten sonra, yola çıkmadan bir gece önce
ayarladığım Prag dolmuşu servisi ile otele transferimizi sağladık.
Bu servis Shutle hizmeti veriyor ve iki kişi 17 avro’ya sizi otelinize bırakıyor.Ödemeyide araçtan inerken ister avro ister kron olarak yapabiliyorsunuz.
Bu servis Shutle hizmeti veriyor ve iki kişi 17 avro’ya sizi otelinize bırakıyor.Ödemeyide araçtan inerken ister avro ister kron olarak yapabiliyorsunuz.
Havaalanından shuttle servisi karşılıyor |
PRAG... Gitmeden önce yine
dersimi iyi çalışmış tüm gidilecek yerleri, Sarayları, Kaleleri , Köprüleri
araştırmış, hazır bir şekilde gitmiştim. Aslında gitmeden şehri tanıyor gibiydim ve sonuçta avrupa şehri
olarak diğerlerinden ne kadar farklı olabilir ki diye düşünmüştüm.Ama
yanılmışım. Prag avrupa şehirleri arasında göze en fazla hitap eden şehir bence.
Oteli Old Town tarafından alarak şehrin tarihi
kısmına kolayca ulaşma kısmını da
halletmiştim , hakikaten de otelden çıkınca Eski belediye binasına yürüyerek 2 dk’lık
mesafede idik.
ESKİ BELEDİYE BİNASI :
Cumhuriyet Meydanında
(Namesti Republiky) 20. Yy
basında yeni sanat tarzıyla yapılmış şu anda kültür merkezi ve konser salonu
olarak kullanılıyor.1383 yılında Kral Wenceslas IV’e ev sahipliği
yapsın diye yaptırılmış.1908 yılında savaşlarda çok zarar görmüş ve bagzı yerleri yıkılmış,6 yıllık bir
çalışmadan sonra 1911 yılında aslına uygun yeniden yapılmış.Kapısının önünde
bilet satışları yapılıyor ve konser’e gidemeseniz de içini bir gezin derim.
Eski Belediye Binası |
Otele eşyalarımızı bırakıp
kendimizi dışarıya attık ilk istikamet Petrin tepesi idi . Ama öncelik
kendimize 1 günlük geçerli olan biletlerden almaktı.Tobacco shop’larda bu
biletlerden bulabiliyorsunuz. Kişi başı 110 kron.
Bindiğiniz toplu taşıtlarda kimse
bilet kontrolü yapmıyor ,siz elinizdeki bileti turuncu makinalara sokup
onaylatıyorsunuz.
Biz kendimizi tram 22’ye attık ve doğru Petrin tepesine...
PETRİN TEPESİ:
Şehrin manzarasının en görkemli olduğu yer
mi? Kesinlikle evet. Şehri ayaklar altına alıp hele seviyıorsanız sıcak şarap
eşliğinde Prag’ı seyretmenin keyfini çıkartabileceğiniz bir mekan .
Tepe minyatür Eyfel kulesi ve 1 televizyon kulesi ile tanınıyor. Ayrıca Miror Mare ilginç olabilir.Petrin tepesine Finiküler ile ulaşmak ta ayrı bir keyif olabilir ama biz tram kullanarak ulaşmayı tercih ettik.
Tepe minyatür Eyfel kulesi ve 1 televizyon kulesi ile tanınıyor. Ayrıca Miror Mare ilginç olabilir.Petrin tepesine Finiküler ile ulaşmak ta ayrı bir keyif olabilir ama biz tram kullanarak ulaşmayı tercih ettik.
Petrin tepesinde sıcak şarap
eşliğinde şehrin fotoğraflarını çektikten sonra hava kararmaya ve soğumaya
başladı .Gitmeden önce hava durumuna bakmış havanın akşam 1 derece olacağını
okumuştum ama şansımıza çok ta soğuk değildi hatta güneşli olduğu zamanlar tam
yürüyüşe uygun sıcaklıktaydı. Yine de akşam soğuğu çökünce otele doğru yürümeye
başladık.
![]() |
Petrin Tepesi |
U Kunstatu adlı restaurant’a
vardığımızda daha çok birahane olduğunu görüp yol üzerindeki Hard Rock Cafe’ye
dönüp yemeğe karar verdik.
Yemek faslını bitirince
ışıklandırılmış Kale ve Köprü keyfi yapmak üzere Charles bridge’e yürümeye başladık
.Heykeller, Işıklar, Satıcılar, Müzisyenler ve gezenler ile Kale ve köprü
insanı büyülemeye yetiyor.
Biz Kale gezisini ertesi gün için
planlamıştık. Köprünün üzerinden sadece kale’nin ışıklandırılmış halini seyredip geri döndük
ve Astronomik saat kulesinin önündeki kafelere oturarak home made Şaraplarımızı
söyleyip saat manzarası eşliğinde şaraplarımızı yudumladık .
Bu günlük bu kadar yeterli geldi.
Yarın için gezilecek ,görülecek çok yerimiz vardı .Ertesi sabah Otelden Check
out’umuzu yapıp bavulumuzu otelin emanet odasına bırakıp yola düştük.
Otelde kahvaltı satın almamıştım.
Otele gittiğimizde de kişi başı kahvaltının 25 avro olduğunu ama indirimle iki
kişinin 35 avro’ya kahvaltı alabileceğimizi söylediler.Biz birazcık araştırınca
otelin yanında çok güzel kahvaltı veren harika bir pastahane bulduk. La Gare Brasseria
Portakal suları, kahveler,
mükemmel ev yapımı croisant’larda dahil 2 kişi 13 avro’ya çokta güzel kahvaltı
yaptık.
Prag düz alana kurulmuş bir şehir,zaten
en yüksek tepesine de şehrin kalesini
yapmışlar , Şayet şehri Kale’den başlayarak gezerseniz hem aşağı doğru yürümüş
hemde yolunuzun üzerinde sırasıyla bir çok önemli durağı ziyaret etme şansını yakalamış
oluyorsunuz.
Bizim otelden Kale’ye gitmek için
Tram 5 ile Malonstranske meydanına
geldik ve ilk önce St Nicolas kilisesini dolaşıp , oradan da tram 22 İle Kale kapısının önünde indik.
MALOSTRANKE MEYDANI:
Tomaska cad üzerindeki meydandır.ST NİCOLAS KİLİSESİ:
Christoph Dientzenhofer tarafından tasarlanan
kilisenin inşaatında oğlununda katkıları olmuş. 1704-1711 yılları arasında
kendisi orta ve ön yüzü tamamladıktan sonra
oğlu devralmış ama ikisininde vefatı ile italyan Anselmo Lurage tarafından
tamamlanmış.
Kilisenin 70 metrelik kubbesi
‘THE HOLY TRİNİTY’ (Kutsal üçlü) adında kubbesi frensklerle kaplı ve kubbenin
altındaki sutunlarda heykeller mevcut.
PRAG KALESİ:
570 metre uzunluğa ve 130 metre uzunluğa sahip kalenin yapımına 9. yy ‘da başlanmış ve 12 ve 13. Yy ‘da genişletilen kale 14.yy’da Kral Charles IV döneminde yenilenip daha da genişletilmiş.Günümüzde Çek Cumhuriyeti Cumhur başkanı sarayı olarak kullanılıyor.Kale avlusu |
Kale biletleri ana kapıdan girince sol
taraftaki küçük ofislerde satılıyor,Kaleyi gezmek için 2 çesit bilet yapılmış .
Kısa ve uzun tur ,biletlerin kullanımı 2 gün için geçerli, ve saat 17:00’den
sonra kale ‘nin gezilecek yerlerinin kapıları kapanıyor, zamanı yetmeyenler
ertesi günde kalan yerleri gezebilirler.
Bahçesindeki ST VİTUS KATEDRALİ ücretsiz olarak gezilebilir ayrıca bahçelerde ücretsiz.
Bahçesindeki ST VİTUS KATEDRALİ ücretsiz olarak gezilebilir ayrıca bahçelerde ücretsiz.
Kale’nin içinde gezmeye başladığınız zaman en az yarım gününüzü Kale
‘ye ayırmanız gerekli bence çünkü içindeki St Vitus katedrali, St George
bazilikası, Golden Lane, Oyuncak müzesi, Daliborka kulesi her biri gezilip
görülmesi gereken ve çok da güzel korunarak günümüze kadar ulaştırılmış tarihi
eserler.
ST VİTUS KATEDRALİ:
Prag şehrinin
en büyük ve en önemli kilisesi ,Prag Krallarının mezar yeri olarak kullanılmakta ayrıca Kraliyet ailesine ait mücevherler ve
hazinelerde burada saklanmakta. Katedralin yapımına 14. Yy’da başlansa da
19.Yy’da bitirilebilmiş. Katedral 2 kısımdan oluşuyor, Gotik kısımda 14.ve 15.
Yy’dan kalma 1 kule ve neo Gotik kısımda
19. Ve 20. Yy’dan kalma 2 kule bulunuyor.
ST GEORGE BASİLİKASI:
En eski basilika 920 yılında Vratislaus 1 tarafından kurulmuş. Adından
da anlaşılacağı gibi Aziz George’a
adanmış 973 yılında genişletilmiş 19.yy’dan buyana Bohem sanat galerisine ev sahipliği
yapmakta.
St George Basilikası |
St George Basilikası |
GOLDEN LANE :
Basilikan çıkıp sağa dönünce dar yoldan ilerlerseniz Golden Lane‘e ulaşırsınız.
Burası Kale çalışanlarının ikamet ettiği evlerden oluşan küçük sokak ve bir başka rivayete görede simyacılar sokaktaki metali altına dönüştürmeye çalışmışlar ama asıl burda yaşayan kuyumculardan dolayı bu ismi almış..
Şimdi evler küçük hediyelik eşya dükkanlarına dönüştürülmüşve ünlü Franz Kafka 1916-1917 yılları arasında buradaki 22 nolu evde yaşamış.
Burası Kale çalışanlarının ikamet ettiği evlerden oluşan küçük sokak ve bir başka rivayete görede simyacılar sokaktaki metali altına dönüştürmeye çalışmışlar ama asıl burda yaşayan kuyumculardan dolayı bu ismi almış..
Şimdi evler küçük hediyelik eşya dükkanlarına dönüştürülmüşve ünlü Franz Kafka 1916-1917 yılları arasında buradaki 22 nolu evde yaşamış.
Golden Line |
22 numara Franz Kafka'nın evi |
Sokağın sonunda avluya gelince
Büyük metal kurukafanın önünde 1 anıt
var buradaki dar merdivenlerle DALİBORKA
KULESİ ‘ne iniliyor evet doğru duydunuz kuleye iniliyor.
Bu kule 1781 yılına kadar hapishane olarak kullanılmış ismini de içindeki ilk mahkumun isminden almış.
Bu kule 1781 yılına kadar hapishane olarak kullanılmış ismini de içindeki ilk mahkumun isminden almış.
Kale’nin ana giriş kapısının
önüne yerel yiyeceklerin satıldığı küçük büfeler kurmuşlar tabii ki onlarıda
kalenin muhteşemliğini bozmadan ahşap
masalarla tamamlayıp, görüntü kirliliğinden uzak ortaçağ konsepti yapmışlar.
Kalenin içinde geçen yarım günün
sonunda acıkmış olan bizim için yerel tatlarla buluşmak harika oldu.
Kaleden aşağı Karluv Most
tabelalarını takip edip yürüyünce bizi yine tüm muhteşemliği ile Charles Bridge
karşıladı.
Hemde üzerindeki sokak satıcıları ve müzisyenleri ile. Valla köprü bana elimdeki sıcak içecekle Vlatava nehrini seyrederek gezince daha da bir keyifli geldi.
Hemde üzerindeki sokak satıcıları ve müzisyenleri ile. Valla köprü bana elimdeki sıcak içecekle Vlatava nehrini seyrederek gezince daha da bir keyifli geldi.
CHARLES KÖPRÜSÜ:
Roma
imparatoru Charles IV tarafından 1357 yılında Petr Parler’e yaptırılmış, 1870 yılına kadar Taş Köprü
yada Prag Köprüsü olarak isimlendirilmiş .köprünün uzunluğu 515 m imiş ve iki tarafında da kuleler
mevcut.
Köprü girişi |
Köprünün üzerinde 30tane heykel var ve çoğu
1706 ile 1714 yılları arasında köprünün üzerine konulmuş, ve köprünün değişik bir hikayesi de var.
Kraliçenin günahlarını çıkarttığı pederin ismi Aziz john imiş, Kral bir gün Aziz John’u huzuruna çağırtarak Kraliçenin günahlarının neler olduğunu ögrenmek istemiş ,Peder Kral’ın bu isteğini yerine getirmeyince Kral peder’i bu köprü üzerinden Nehirin sularına attırarak infaz etmiş.
Kraliçenin günahlarını çıkarttığı pederin ismi Aziz john imiş, Kral bir gün Aziz John’u huzuruna çağırtarak Kraliçenin günahlarının neler olduğunu ögrenmek istemiş ,Peder Kral’ın bu isteğini yerine getirmeyince Kral peder’i bu köprü üzerinden Nehirin sularına attırarak infaz etmiş.
Şehrin en romantik yerlerinden
biri neresidir deseler Vlatava Nehri
üzerindeki bu köprü diyebilirim,
Akşamları kalenin ışıklandırılması ile tam bir şölene dönen köprü ve kale
manzarası akşamınızı daha romantik hale getiriyor..
Köprünün ve nehrin muhteşem
manzarasından çıkamadan saat kulesinin bulunduğu meydana ulaştık.
Zaten meydan kalabalık olmaya başlamış ama daha saat başına 25 dakika var yani seremoni için beklemek lazım ama yorulmuştukta , saat kulesinin yanındaki faytonlar cazip geldi,atladık içine ,sıcacık bahtaniyeyide bacaklarımıza örtünce faytonlu şehir turu tadından yenmez hale geldi.Fayton turu 15-20 dakikalık bir tur ve 800 Kron
Faytonun şöförü bayandı ve Fötör şapkası ve kalın paltosu ile çok şıktı.
Zaten meydan kalabalık olmaya başlamış ama daha saat başına 25 dakika var yani seremoni için beklemek lazım ama yorulmuştukta , saat kulesinin yanındaki faytonlar cazip geldi,atladık içine ,sıcacık bahtaniyeyide bacaklarımıza örtünce faytonlu şehir turu tadından yenmez hale geldi.Fayton turu 15-20 dakikalık bir tur ve 800 Kron
Faytonun şöförü bayandı ve Fötör şapkası ve kalın paltosu ile çok şıktı.
Şehrin Paris Street dedikleri
ünlü mağazaların bulunduğu sokaktan Fayton ile geçerken eski ile lüksün birleşimini yaşıyorsunuz.
PERLOVA(PARİS) CADDESİ:
İki tarafı
ağaçlarla kaplı caddede lüks mağazalar, kafeler ve mağazalr var, daha çok
istanbulun nişantaşı caddesi gibi.
Perlova caddesi |
Saat başı, saat kulesinin önü ana baba günü oluyor,eee o
kadar gidip bu seromoniyi görmeden olmaz.
ASTRONOMİK SAAT KULESİ:
Saat kulesinin hikayesi de en az kendi kakar
ilginç . Saat 15.yy’da Jan Ruza saat ustası Hanus tarafından yapılmış.
Kral saati yaptırdıktan sonra Hanus’u yanına çağırtmış,Hanus güzel bir ödülle mükafatlandırılacağını düşünürken , kral kendisini önce tebrik etmiş sonra gözlerini kör ettirmiş.Kral’ın amacı böyle bir saatin bir daha aynısından yapılmaması imiş.Hanus böyle bir duruma düşmekten çok mutsuz olmuş ve saatin mekanik aksanı içerisine atlayarak intahar etmiş böylece de saati bozmuş.
Kral saati yaptırdıktan sonra Hanus’u yanına çağırtmış,Hanus güzel bir ödülle mükafatlandırılacağını düşünürken , kral kendisini önce tebrik etmiş sonra gözlerini kör ettirmiş.Kral’ın amacı böyle bir saatin bir daha aynısından yapılmaması imiş.Hanus böyle bir duruma düşmekten çok mutsuz olmuş ve saatin mekanik aksanı içerisine atlayarak intahar etmiş böylece de saati bozmuş.
Saat 16. Yy ‘da Jan Taborsky tarafından
tamir edilmiş ve geliştirilmiş ama bir zaman sonra saat yine doğru zamanı
göstermemeye başlamış ve uzunca bir süre çalışmamış.yeniden 1865 yılında tamir
edilsede 1945 yılında Almanlar tarafından ciddi hasar görmüş
Saatin üzerindeki astronomik
çizimler ortaçağın evrenle ilgili görüşlerini yansıtmakta.
Dünya merkezde ,mavi kısım ufuktaki gökyüzü,kahverengi kısım gökyüzünün altındaki yerler imiş.
Saatin üstünde latince ORTVS (doğu) OCCASVS (batı) AVRORA (şafak vakti) CPEPVSCVLMN (alacakaranlık) yazmakta.
Zodiac halkası ise gökyüzündeki yıldızları, yandaki kısın ise güneş ve Ayı temsil ediyor.Saat üstündeki 3 halka Çek, Avrupa ve Babil zamanlarını gösterir
Dünya merkezde ,mavi kısım ufuktaki gökyüzü,kahverengi kısım gökyüzünün altındaki yerler imiş.
Saatin üstünde latince ORTVS (doğu) OCCASVS (batı) AVRORA (şafak vakti) CPEPVSCVLMN (alacakaranlık) yazmakta.
Zodiac halkası ise gökyüzündeki yıldızları, yandaki kısın ise güneş ve Ayı temsil ediyor.Saat üstündeki 3 halka Çek, Avrupa ve Babil zamanlarını gösterir
Saatin üzerindeki animasyonlarda ;
Solda elinde ayna olan: Kibir ve
kendini beğenmişliği temsil eder.
Solda elinde altın kesesi olan
yahudi : Açgözlülüğü ve tefeciliği temsil eder.
Sağda iskelet: Ölümü temsil eder.
Sağda Mandolin çalan osmanlı:
Keyif ve eğlenceyi temsil eder.
Dediğim gibi her saat başı burası
doluyor taşıyor. Ve bu seronomi sadece 2 dakika falan sürüyor ve tekrar meydan
boşalıyor.
Biz kaldığımız yerden devam
ederek Old town meydanındaki pandomimcilerle resim çektirip , Rudolfinum'a yola
çıktık.
Pandomimcilerle resim çektirmeyi ihmal etmedim |
OLD TOWN MEYDANI:
Wenceslas meydanı ile Charles köprüsü
arasında bulunan meydan. Yayalara açık bir meydan olduğu için ya taksi ile ya
da metro ile ulaşabilirsiniz.
Meydandaki heykel dini inançları uğruna yakılarak öldürülen Jan Hus adına ölümünün 500.yıl dönümünde 1915 yılında dikilmiş. Özgürlük anısına dikilen ‘Marian Sütunu’da 1918 yılında dikilmiş.
Meydandaki heykel dini inançları uğruna yakılarak öldürülen Jan Hus adına ölümünün 500.yıl dönümünde 1915 yılında dikilmiş. Özgürlük anısına dikilen ‘Marian Sütunu’da 1918 yılında dikilmiş.
1311 yılından beri tüm önemli
olaylar Taç giyme törenleri bu meydanda olmuş. İmparator Mattihas ‘a karşı
gelen 27 liderin idam edilmesi de bu meydanda olmuş ve belediye binasının
üzerindeki 27 haç bu hazin olayı anlatmaktaymış.
Şimdi ise her meydan da olduğu gibi bu meydanda da
müzisyenler ve Karikatürünüzü yapmak için bekleyen ressamlar her saat meydanı canlı tutuyorlar.
Old Town’dan yürüyerek
Rudolfinum’a ulaştık.
RUDOLFİNUM:
Palach Meydanında
Vlatava nehri kıysında 1876-1884 yılları arasında inşa edilmiş Müzik oditoryumudur. Şimdi ise Çek flormonik
orkestrasına ev sahipliği yapmakta.
Her şehrin kendine has kokusu oluyor ya, Prag’ta tarçın ve şeker kokuyordu. Çünkü adım
başı Tridelnik dedikleri hamur işinden yapıyorlar ve lezzeti harika .Öğlen kale
kapısında yediğimiz yemekten buyana
hafif acıkan bize arada bu lezzetli
atıştırmalıklar güzel geldi.
![]() |
Rudolfinum |
Rudolfinumdan sonra hava
kararmadan görmek istediğim Wanceslass meydanına gitmeye karar verdik ama önce
old meydanı’ndan Tram 17’ye atlayıp Danseden
Ev olarak bilinen ve New Town denilen şehrin yeni kısmına giderek yapıyı
gördük.
Vaktimiz kısıtlı olduğu için
tekrar Tram 14’e binerek bu sefer Wencesslas meydanına paralel caddede inerek 2
dk yürüyüşle meydana ulaştık.
WENCESLAS MEYDANI:
Prag 1. Bölgede ,etrafı kafeler ve şık
mağazalarla çevrili , sonunda Natıonal Müze olan dikdörtgen meydan.
Akşam karanlığı olup havada
soğuyunca cadde üzerinde hızlı yürümeye başladık
ve karnımızda acıkınca çok şık bir Meksika restaurantı gözümüze ilişti (
PEPE LOPEZ) ,zaten karı koca severiz
meksika yemeklerini ,Meksika yemeklerini sevenlere mutlaka gitmelerini ve o
atmosferi görmelerini öneririm.
Yemekleri gibi dekorasyonu'da çok iyi |
PRAGTA KONAKLAMA:
yaptığım tüm araştırmalar ve prag’ta tatil geçirilen tanıdıklarımla
konuşmalarımdan ulaşım ağının çok gelişmiş olması ve şehre maksimum 20 dakika
da ulaşma kolaylığı yüzünden kaldığınız bölge çok sorun değil önemli olan bütçe
ve zevkinize uygun yer şeçmeniz .
şehir yıl içerisinde çok turist aldığı için erken rezervasyon fiyatların uygun olması bakımından önemli . Ben bu sefer Hilton Old Town Otelini ayarladım .Eğer bütçenizi aşmıyorsa kesinlikle lokasyon bakımından öneririm.
şehir yıl içerisinde çok turist aldığı için erken rezervasyon fiyatların uygun olması bakımından önemli . Ben bu sefer Hilton Old Town Otelini ayarladım .Eğer bütçenizi aşmıyorsa kesinlikle lokasyon bakımından öneririm.
PRAG’TA NE YENİR İÇİLİR ? :
Tüm sene turistlerin
geldiği bir ülke oldukları için dünya mutfaklarından secenekler bulmanız kolay ama illa ki yerel
mutfaklarından tatmak istiyorum derseniz öğlenleri yedikleri yemekleri ana öğün
saydıkalrından DUMPLİNES adı verilen ve içinde farklı şeyler olan hamur işi
tercih edilebilir.
Etli gulaş ise bizim yemeklerimizden çok farklı bir yemek değil, ama tabii damak zevki herkesin değişebildiği için denemeden karar vermeyin derim
Etli gulaş ise bizim yemeklerimizden çok farklı bir yemek değil, ama tabii damak zevki herkesin değişebildiği için denemeden karar vermeyin derim
Ben gitmeden önce Prag’ın meşhur
restauran ve barlarına rezervasyon yaptırmayı ihmal etmemiştim.
U Kunstatu ve Vinograf Wine Beer
Prag’ta ne içilir dersek tabii ki
Bira ülkesi olmasından dolayı Pilsener, Urguell, Budvar,Staropramen biralarını denemeden dönmeyin .
Ayrıca yaygın olarak içilen diger içki de şarap
Yine bitki özlerinden yapılan Becherocka ‘yıda yemeklerden sonra tek olarak içiyorlar. Abseint ise alkol oranı çok yüksek olan diğer bir içki ama alıyorsanız dahi bu içkiyi dikkatli içmenizi tavsiye ederim. Van Gogh ‘un bu içkiyi içtikten sonra kulağını kestiğini hatırlatmakta fayda var.
Ayrıca yaygın olarak içilen diger içki de şarap
Yine bitki özlerinden yapılan Becherocka ‘yıda yemeklerden sonra tek olarak içiyorlar. Abseint ise alkol oranı çok yüksek olan diğer bir içki ama alıyorsanız dahi bu içkiyi dikkatli içmenizi tavsiye ederim. Van Gogh ‘un bu içkiyi içtikten sonra kulağını kestiğini hatırlatmakta fayda var.
Biralar denemeye değer |
PRAG’TA ULAŞIM:
Prag
Avrupa’da merkezi bir konumda olmasından dolayı Uluslar arası ve şehir
içi ulaşım bakımından son derece gelişmiş ve kolay bir ulaşıma sahip, bir çok
avrupa ülkesinden Tren ile ulaşım olanağı var .
Şehir içinde de Metro, Tramvay,
Taksi, otobüs kullanılan araçlar ama en yaygın olarak Metro ve Tramvaylar
tercih ediliyor.
Metro ‘nun 3 hattı mevcut A, B, C hatları. A hattı Yeşil, B hattı Sarı , C hattı Kırmızı renkte başta biraz karışık görünse de yolunuzu bulmak kolay
‘Vystup2 kelimesinin ÇIKIŞ ve ‘Prestup’ yazılarının sizi ‘hatlar arasında çıkış’ noktalarına götüreceğini belirtmekte fayda var.
Metro ‘nun 3 hattı mevcut A, B, C hatları. A hattı Yeşil, B hattı Sarı , C hattı Kırmızı renkte başta biraz karışık görünse de yolunuzu bulmak kolay
‘Vystup2 kelimesinin ÇIKIŞ ve ‘Prestup’ yazılarının sizi ‘hatlar arasında çıkış’ noktalarına götüreceğini belirtmekte fayda var.
PRAG’TA ALIŞVERİŞ:
İnsanın gittiği yerlerden eşya almasını anı
toplaması olarak nitelendiriyorum. Çok olmasa da 1-2 parça şehre özgü eşya
almak güzel oluyor.
Prag’tan ne alınır ve nerden alınır ?
Prag ile birlikte ‘Bohemya Kristalleri ‘ve tabiiki Swaroskı akıllara ilk gelenler arasında Kristal konusunda yıllarca kullanacağım hakkını veren bir marka olsun isterseniz ‘Moser’ alınabilir.
Prag’tan ne alınır ve nerden alınır ?
Prag ile birlikte ‘Bohemya Kristalleri ‘ve tabiiki Swaroskı akıllara ilk gelenler arasında Kristal konusunda yıllarca kullanacağım hakkını veren bir marka olsun isterseniz ‘Moser’ alınabilir.
Alışveriş caddeleri: Parizka caddesi kaliteli ve marka mağazaları ve kafeleri
bulabileceğiniz en şık caddelerinden bir tanesi
ayrıca Mala Strana, Vaclov meydanı,
Na prikope caddesi, Narodni alışveriş
için alternatif caddeler arasında yine Celetan caddesinde Prag’a özgü ürünleri
bulabilirsiniz bu caddede Charles Köprüsü ile Old Town arasında.
PRAG PAZARLARI:
Hem yerel havayı koklamak hem daha uygun
fiyatları ürünler bulmak isteyenlerdenseniz bu pazarlar size göre
- Charles Bridge :Köprüsü, üzerinde kurulan Pazar daha çok turistik hediyelik eşya alınabilir.
- Havelske
Trziste : Havelske street prague 1’de
kurulan ve daha çok turistlerin gittiği Pazar
Havelske Trziste - Prag Bit Pazarı : Daha çok yerli halkın gittiği, her ayın 2. Cumartesi açık olan genellikle 2. El ürünlerin satıldığı pazar.
- Prazska Trznice ve Prankrac Trznice ‘de vakti olanların uğrayabileceği pazarlar.
Biz bu geceyi yataklı trende
Budapeşte’ye yolculuk yaparak geçirip yarın sabah Budapeşte’de olacak şekilde
ayarlamalarımızı yaptım .
Yemeğimizin ardından yürüyerek
otele gidip bavulumuzu aldıktan sonra yine yürüyerek 5 dakikada Prag tren istasyonuna ulaştık.
Gar büyük ama kolay bir gar.Tren
23:50’de hareket edecekti ve istasyona
23:30’da geldi. İstasyonda tren
ve kaç numaralı kompartımanda olacağınız hakkındaki tüm bilgileri anlatan tabelalar mevcut.Zaten
yardım edecek görevlilerde var ama
onlardan çok birşey beklemeyin onlarında
pek bir şey bildiği yok.
Tren tam vaktinde hareket etti ve
bizim Budapeşte yolculuğumuz başladı.
Prag
şehrinin her yeri birbirinden
güzel ve tarih kokuyor en güzeli de diğer avrupa şehirleri gibi bu şehri de çok
güzel korumuş olmaları ,Kendi şehirlerimizi umarsızca talan etmemize her
yurtdışına çıktığımda üzülüyorum.
Biz bu güzel şehri görmekten,
dolaşmaktan ,yerel lezzetlerini tadıp ,içeceklerini içmekten çok keyif aldık ve
bizim için tatilin Prag kısmı bitse de sırada Budapeşte var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder