Siraküza
ile arası yaklaşık 40 dakika mesafede olan bu küçük şehirdeyiz. Barok
mimarisinin görkemli olduğu ve bence ortaçağdan bu yana ruhunu kaybetmeyen takma
adı ‘Taş Bahçesi’ olan eşsiz küçük bir yer.
2002
yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesinde olan şehirde kendinizi film
setinde hissedebilirsiniz.
Burası
için bizim yarım günümüz vardı ve yeterli geldi. Şehrin içine araç ile
giremiyorsunuz biz de aracımızı uygun bir yere park edip yola yaya devam ettik.
Büyük
depremde yıkılan şehir 18. Yüzyılda yeniden inşa edilmiş ve bu sefer binalarda
doğal Kumtaşı kullanılmış. Kumtaşının en büyük özelliğinin ise Güneş
ışınlarından etkilenip günün saatine göre renk alması imiş.
Festival
zamanı gelmek isteyenler için her yıl Mayıs ayının üçüncü Pazar günü çiçek
Festivali varmış.
Porto Reale:
Surlarla
çevrili her yerde olduğu gibi burada da şehir sizi kapısı ile karşılıyor. Barok
Mimarisinin güzelliğini taşıyan Kapı Noto’nun kalbinin attığı caddeye Corso
Vittorio Emanuele açılıyor.
Kral
Frederick II’nin onuruna yapılan kapı güç, sadakat ve inancı temsil ediyor, Bu
görkemli kapı görülecek listenizde yer alsın.
Cathedrale Di San Nicalo:
18.
yüzyılda yapımına başlanılan ama 19.yüzyılda tamamlanan Aziz Nikolas Mira
anısına yapılan geç Barok mimarisinin çok güzel örneklerinden bir tanesi. Yine
yapımında Kumtaşı kullanıldığı için bana Pembe gibi görünen ama renk oyunları
ile gelenlere küçük süprizler yapan cepheye sahip.
Plazzo Ducezio :
Günümüzde
belediye binası olarak kullanılan saray 1746 yılında yapılmış. Duomo katedrali ile karşılıklı olarak yer alıyorlar. İçerisinde görkemli aynalardan oluşan bir
ayna salonu ve şık bir tavan süslemesi bulunuyor.
The Chiesa di San Domenico:
Belediye
binasından sonra yaklaşık 2-3 dakikalık mesafede yer alan heybetli ve Kubbeli
başka bir kilise. Yer altı mezarları istenirse ekstra 2 avro ücret ödenerek
gezilebiliyor.
Fontane d’Ercole :
Kilise
ile karşılıklı olan çeşme.
Monumento ai Caduti nella Grande Guerra:
1.Dünya savaşı anısına yapılmış bir anıt. Askere yardım eden bir kadın heykeli
var. Kadının bakışları geleceği hedef alıyor ve çok kan dökülmüş olsa da
geleceğin güzel olacağını anlatıyormuş.
Teatro Comunale:
Çeşmeye
sırtınızı döndüğünüzde sağ tarafa gidip ilk sola dönünce bu güzel tiyatro sizi
karşılayacak. Şehrin Tiyatro ihtiyacını karşılayan binanın önünde konumlanış
kafe de çok yorulanlar mola verip içkilerini yudumlayabilir.
![]() |
Teatre Comunale |
Biz
Noto’nun ara sokaklarını gezerken çok keyif aldık, Kapının önüne çıkardıkları
küçücük bar taburelerinde oturup Şaraplarımızı yudumladık. Size de buraya kadar
gelmişken bu yeri görmenizi tavsiye ederim.
Taormina
yazımı okumak için buraya tıklayın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder