HATAY

Hatay Gezisi


Nisan ayının gelmesi  Bahar ayının müjdecisi , benim sevdiğim ikinci özelliği tam gezmeye uygun bir ay olması... Durum böyle olunca aylar öncesinden Nisan ayı için gidilecek yerlerin planlamasını yapmıştım .Şimdi sıra, zamanı geldikçe yeni yerler keşfetmek veya çok keyif aldığım yerleri bir daha görmekte...Bu sefer ilk rota  Medeniyetler Diyarı  HATAY (Antakya)


Geçen sene bir dernek aracılığı ile Bursa’ya gelen Antakya Medeniyetler Korosu  harika bir konser vermişti. Oluşturdukları grubu dinlerken çok keyif almış, aslında ülkemizin ne kadar hoş bir dokusu , birlikteliği ve geçmişi olduğuna bir defa daha tanık olmuştum. Şimdi sıra bunları yerinde görme zamanıydı...

HATAY’A NASIL GİDİLİR?

Otobüs,Tren  yada Uçak ile Hayat’a ulşabilirsiniz Thy ,Anadolu jet , Bora jet yada Pegasus hava yollarını bulunduğunuz şehirlere göre  tercih edebilirsiniz, kampanyalı biletler sizin gitmek istediğiniz tarihle örtüşüyor ise Otobüs ile aynı hatta daha uygun fiyata ve onca saat yollarda olmadan   max: 1 saat 50 dakida (Sabiha gökçen –Hatay )  Hatay’da olabilirsiniz. Otobüs yolculuğunu seviyorsanız tercih sizin. Ama unutmayın 14-15 saat sürecek bir yolculuk sizi bekliyor.

Biz Saw’da Pegasus ile Cuma akşam saat 18:00 uçağı ile yola çıktık uçuş 1:50 görünsede  1:30 dakika sonra Hatay Havalimanına vardık.
havaalani
Hatay Havaalanı
Havalimanı şehre 25 km uzaklıkta küçük ve kolay bir liman. Havalimanından şehre ulaşmak için kapının önünde sizi bekleyen Havaş’ın otobüslerini kullanabilir  yada 4 kişi bir araya gelerek Taksiyi Dolmuşa çevirip  15-20₺ bir fiyat ödeyerek gidebilirsiniz. Biz yanımıza kimse bakınmadan taksiye bindiğimiz için normal taksi olarak kullandık yinede  taksi metre 100₺ yazdı ama şöför taksi metrede yazan fiyat yerine 80₺ isteyince bu fiyata şehre vardık..

HATAY’DA NERDE KALINIR?

Hatay’da yaşayan bir arkadaşımız aracılığı ile Öğretmen evinde konaklama sağladık .Hem şehrin tam merkezinde,  temiz  hem de  ihtiyacınız olan herşeye sahip.Büçe olarakta uygun,  öğretmen iseniz oda kahvaltı 40₺ değilseniz 50₺.
Şehrin içinde çok güzel olduğunu duyduğum  4-5 tane eski evlerden restore edilerek yapılmış Butik otelde varmış.Bir taneside eski sabun fabrikasından restore edilerek yapılmış Savon hotel .
hilton
Hatay Hilton
Ayrıca inşaatı devam eden hatta temelinde tarihi buluntular çıktığı için projesi değişen  ve otelde konaklayanlar tarafından da  kalıntılar görünebilecek gibi düzenleme yapılan 5 yıldızlı Hilton otelide yakında hizmet vermeye başlayacak.
Medeniyetler şehri ünvanını elinde tutan şehrin kısaca tarihine göz atarsak:

HATAY’DA NE YENİR?

Hatay çok fazla sebzenin tüketildiği bir şehir değil. Gidince bunu daha net anlıyorsunuz gittiğimiz tüm restaurantlarda meze ve kebap bolluğu var.
Mezelerden Humus, Zahter salatası, Acılı biber ezmesi, Ali naziki,Abugannuş,Yoğurtlama, Kırma yeşil zeytin salatası , Muhammara, Tuzlu yoğurt, Katıklı ekmek,Hataylı
Kebablardan  kagıt kebabı, tepsi kebabı, kaz başı, sini oruğu ee tabii ki tatlı olarak Künefe ve kabak tatlısını denemeniz gerekir.
mezeler
Mezeler

HATAY TARİHÇESİ:

Hatay  ülkemizin en eski ve en önemli yerleşim yerlerin bir tanesi. MÖ 100.000 ile 40.000 yılları arasında bulgulara ulaşılmış. Tunç çağından günümüze uzanan geniş bir yelpazeya sahip.
kronoloji
Hatay Kronolojisi
MÖ 1800-1600 yılları arasında Yamhad beyliği , MÖ 17 yy’da Hititlerin ve MÖ 1490 yıllarında Mısır’ın eğemenliğinde imiş daha sonra sırasıyla Urartu, Asur ve Perslerin egemenliğinde olmuş.
MÖ 300 yıllarında kurulan Antakya hızla gelişen bir kent olmuş. MÖ 64 yılında Roma imparatorluğuna katılan ve Suriyenin başkenti olan şehir islam ordusu tarafından fethedilmiş. Emevi, Abbasi eğemenliğinde kalan şehir daha sonra , 877’de Tolunoğulları,Ihşitler,Hamdanoğullarının egemenliğinde olmuş. 969 yılında Bizans İmparztorluguna katılan şehir 11-12.yy ‘da Haçlı seferlerinde önemli rol oynamış. 18/5/1268 yılında  Memlükler  tarafından Haçlılardan alınmış.
1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilen şehir  1918 yılına kadar  Osmanlı egemenliğinde kalmış.
Fransa’nın Suriye’ye bağımsızlık tanınması için yapılan çalışmalar üzerine  Türk Hükümetinin mudahalesi ile  Bağımsız Hatay Devleti kurulmuş ve Hatay Meclisi çalışmaya başlamış.aradan gecen 1 senenin sonunda  5 Temmuz 1938 ‘de  Meclis Hatay’ın Türk Cumhuriyetine katılması kararını alınca Türk ordusu Hatay ‘a girerek Hatay’ı Türk topraklarına katmış.
Tarihinden de anlaşılan üzere hakikaten medeniyetler şehri...

HATAY’DA GEZİLECEK YERLER:

Biz akşam 19:30’da havalimanındaydık dediğim gibi  limandan şehre ulaşmak taksi ile 30-35 dakika alıyor , Bizden önce giden arkadaşlarımız yerleşme işlerini halletmiş akşam yemek kısmına geçmişlerdi. Bizde direk olarak akşam yemeğine dahil olduk.
İlk gece gittiğimiz mekan  Stambul ( şehrin tam meydanında tavsiye ederim) , Aziz  Pavlus Ortodoks Klisesinin bahçesi ile dip dibe idi böyle olunca da biz rakılarımızı kilisenin üzerinde yanan Haç ışığının altında içtik. Servis yapan garsonların arada bir arapça konuşması ile de bütünlük tamamlanmış oluyordu.
Aziz  Pavlus Ortodoks Klisesi
Aziz  Pavlus Ortodoks Klisesi
restaurant

Hakikaten Hatay  din, dil ,ırk ,mezhep farkı gözetmeden Türk , Ermeni ,Arap, Suni, Alevi  karışık bir toplumun birbirlerine saygı duyarak, faklılıklarından rahatsız olmadan, hatta keyif alarak yaşamayı başaran çok güzel bir şehir.
Hatay Meclisi kurulduğunda hizmet veren bina şimdi kafe olarak kullanılıyor. Bizde gecenin son kahvesini burada içerek günü bitirdik. 
meclis
Meclis
Sabah bizi bekleyen aracımızla istikamet doğruca Kahvaltısı ile ünlü Döver restaurant Yusuf Dayı kahvaltı salonu oldu ,Şehir merkezinden bir yarım saatlik yol ile buraya ulaşabilirsiniz  biz kalabalık bir grup olarak gitmemize rağmen gelen yiyecekleri bitirmek mümkün olmadı...Daha az kişilik kahvaltıyı paylaşmak daha mantıklı olur. Kendilerinin yapmış oldukları bir çeşit börekleri var ki tadı damağımda kaldı...
yusuf dayı
Yusuf Dayı Kahvaltı Salonu
kahvalti masasi


Kahvaltının ardından ilk durak Reyhanlı yolunun 2.km ‘sinde olan  Saint Pierre Kilisesi oldu. Kilisenin önünde yaşları 8 ila 14 arasında çocuklar bizi karşılayıp kilise hakkında bilgi vermek istediler , tavsiyem kesinlikle bu küçük rehberlerden burayı dinlemeniz, kilise kadar kendileri de keyifliler.Ama ben yinede kısaca kiliseden bahsedeceğim.

rehberimiz
Kilise rehberimiz
Kilise önünde küçük rehberlerimizle

Saint Pierre

SAİNT PİERRE KİLİSESİ( ANITMÜZESİ):

Asi nehrinin batısında , Hac (Staurıs) dağının batı eteklerinde kayalara oyularak yapılmış, 13 metre derinliğinde , 9,5 metre genişliğinde ve 7 metre yüksekliğinde olan mağaradan bir mabettir.
Saint Pierre Kilisesi
Saint Pierre Kilisesi içi
Hz İsa’nın ölümünden sonra Sen Pierre Antakya’ya gelmiş ve 1 yıl boyunca burada gizli dini toplantılar yapmış ilk defa Hıristiyanlık (Hıristos) dini buradan yayılmış. Hıristiyanlar için önemli bir yeri olan Kilise , 1983 yılında Papa VI. Paul tarafından  Hıristiyanlar için haç yerlerinden bir tanesi olarak kabul edilince  her yıl 29 Haziranda Hıristiyanlar tarafından haç yeri olarak ziyaret edilmekte.
Saint Pierre Kilisesi mozaikleri
İçerisinde kutsal olduğu düşünülen kayaların arasından sızıan su ile yıllarca hastalara derman aranmış ama depremlerden sonra bu su yok olmuş.
Valiliğin izni ile içerde dini ayinler düzenleniyormuş.
Kiliseyi gezmeyi bitirince Habib-i Neccar dağındaki tesislere uğrayıp, çifte kavrulmuş bu yüzdende alışkın olduğumuzun tersine köpüksüz gelen kahveden içmeden ve  tüm şehri kuşbakışı seyretmeden olmaz .Habib-i Neccar’ın efsanevi bir hikayeside var.

HABİB-İ NECCAR:

Habib-i Neccar geçimini marangozlukla sağlayan biridir. (Bu arada Arapçada  Habib sevgili, Neccar ‘da marangoz demek) ama hastalıklı bir evladı olduğu içinde bu dağdaki mağrada yaşamaktaymış. Hz isa iki havarisini (Yuhanna ve Pavlus)’u  Antakya’ya gönderir. Yuhanna ve Pavlus (Yahya ve Yunus )dağları aşıp şehre ulaşmaya çalışırken ilk olarak Habib-Neccar’la karşılaşır.
Neccar bu iki yabancıya kim olduklarını sorduğunda Peygamberin elçileri olduğunu öğrenir ve onlardan peygamberin elçileri ise bir mucize göstermelerini ister, onlarda hastalıkları iyileştirebildiklerini bildirirler ve Habib-i Neccar’ın oğlunu iyileştirirler.Habib-i Neccar bu olaydan sonra elçilerin dinine iman eder .Ama halk elçilere iman etmez takii hastalıkları iyileştirebildiklerini öğrenene kadar. Halk elçilerin etrafında toplanmaya başlayınca  Kral bundan rahatsız olur ve bu elçileri zindana attırır.
İki elçiden haber alınmayınca üçüncü elçi Petrus (Şem-un Sefa)   gönderilir.Petrus’un görevi kral’a kimliğini belli etmeden yakınlaşmak ve diğer elçileri kurtarmaktır.Petrus  hastalara şifa veren iki elçiyi imtihan etmek isteyip kralın huzuruna çıkartır , iki elçi kralın huzuruna geldiğinde peygamber elçileri olduğunu kanıtlamak için yeni ölmüş birini diriltirler ve dirilen adam bu 3 elçiye uyun der O zaman Petrus’unda peygamber Elçisi olduğu ortaya çıkar .
Bunları duyan Habib-i Neccar koşarak şehre  gelir ve  bu insanlara halkın inanması gerektiğini söyler( Yasin suresinde geçen olayın bu olduğuna inanılır) fakat halk dinine ihanet ettiği  gerekçesi ile Habib-i Neccar’ı taşlayarak öldürür.
Habib-i Neccar tepesi
Habib-i Neccar tepesi
Şimdiki durak şehrin tam merkezinde  sizi capcanlı karşılayan UZUN ÇARŞI
Aslında çok yabancı olduğumuz görüntüler değil çünkü  Bursa’nın  Uzun Çarşına benzemekte , yan yana kurulmuş baharat dükkanlarından ,oyuncakçılara , hırdavatçıdan , kadayıfçısına kadar hem bir bütünlük hem bir kalabalık hakim . Hele biz gittiğimiz gün Cumartesi olduğu için iğne atsan yere düşmez kalabalıklığına sahipti.
uzun carsi
Uzun çarşı
esnaf
Uzun Çarşı esnafı
Kadayıf yapımı
Kahvaltının üstünden geçen zamanda hafif bir acıkma hisseder gibi olunca Çarşının hemen başındaki buranın en meşhur KÜNEFE’ci dükkanında soluğu aldık .Burada künefeler Bursa’daki gibi tek porsiyonluk değil,  büyük tepsilerde pişiyor ve daha sonra porsiyonlanıyor . Genelde sabah kahvaltıda dahi yenilebildiği için yanında soğuk süt ile de servis yapıyorlar.
kunefeci
Hatay'ın eniyi künefecisi 
usta
Mahmut Usta
Künefeciden çıkıp Sağa dönünce Petek pastahanesi ve nefis KÖMBE’leri sizi karşılıyor. Benim  daha önce sade olarak yediğim bu kurabiyeleri  burada cevizli, hurmalı ve sade olarak yapıyorlar .Benim gibi cevizi sevenlerdenseniz cevizlisi harika.
kombeci
En iyi kömbe petek pastahanesinde
Birazda eski şehirde gezmek istedik , daracık sokakları , değişik mimarisi, kocaman kapıların ardında sizi bekleyen kafeleri , şarap evleri ile görülmeye değer ..
eski kapilar
Eski kapılar görülmeye değer
eski hatay
Eski Hatay sokakları
Biz bu kadar yolu gelmişken bir İskenderun yapalım istedik ve hava kararmadan bizi bekleyen Minübüsümüze atlayıp doğruca yola koyulduk .Gidiş geliş minübüs yolculuğu olduğu için hem yorucu hem uzun oldu ve yaklasık 2,5 saat sürdü.
Şehre geri döndüğümüzde hepimiz kurt gibi acıkmıştık ve doğruca  Harbiye’deki  Kule Restaurant’ta soluğu aldık .Hatay mezeleri ile masa yine yıkıldı. Buranın  TEPSİ ORUĞU’nu  yemeden sakın kalkmayın . İçli köftenin aslında aynısı sadece yassı olan şekli  ama tadı süper.Ben yine buranın çıtır çıtır  Künefesini de tavsiye ederim ayrıca künefede kullandıkları peyniri isteyen müşterilerine kilo ile satıyorlar, almadan dönmeyin.
kule restaurant
Kule Restaurant
Gün içerisinde İskenderun’da yapınca  yorulan bizler yemek sonrası doğruca otelin yolunu tuttuk. Ertesi gün yine yoğun bir program vardı ilk olarak Sabah yarım saatlik bir yolculuk sonunda Samandağında kahvaltı yapacaktık.

SAMANDAĞ:

Musa Dağı, Keldağ ve Saman Dağı arasında bulunan Asi nehrinin Akdeniz’e döküldüğü noktada kurulmuştur. 12 belediye ve 31 köy’e sahiptir. Samandağı ilginç kılan aslında etnik yapısının karışıklığı, Arap, Ermeni Ve Türkmenlerin yaşadığı bölgede Araplar çoğunlukta. Dinsel ve Meshepsel olarakta , Arap Alevileri, Sünnileri, Hıristiyan Ortodoks,Katolik ve Gregoryanlar bulunuyor.
Samandağı plajı ise 14 km sahile sahip olup ünlü Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının   yumurtalarını bıraktıkları sahillerden birisi.
dere kenari
Hıdırbey köyü dere kenarı
dere kopruleri
 Dere üzerine çok güzel köprüler var

HIDIRBEY KÖYÜ: 

Kendi evlerinin bahçesinde hizmet veren Ahmet bey’in bize hazırlamış olduğu portakal çiçekleri içinde , karşıda akan suyun sesi ile kahvaltı sofrasına oturduk . Hatay’da benim ilgimi çeken sabahları kahvaltıda da  gelen patates kızartması ve Zahter salatası oldu.Kahvaltıyı beklerken bir iki resimde çekinmeden olmaz.Kahvaltının bitiminde kendi yapımları olan Defne sabunundan da alarak yol üstündeki küçük dükkanlardan alışverişe başladık.Almış  olduğunuz ürünleri istediğiniz tarihte elinizde olacak şekilde adresinize kargo ile yolluyorlar.Hizmette sınır yok anlayacağınız.
saticilar
Dere boyunda sıralanmış satıcılar
saticilar
Resim yazısı ekle

MUSA AĞACI:

Halk arasında 2000-3000 yaşlarında olduğuna inanılan ama tahmini 800-1000 yaşlarında olan ve şu an koruma altında olan  ağaçın çevresi de 35 metredir.
Ağacın  Hz Musa’nın asasının  Ab-ı  hayat(ölümsüzlük suyu) sayasinde filizlendiğine vebüyüdüğüne inanılıyor. Bizde gelmişken Ab-ı hayat çeşmesinden suyumuzu içtik.Artık gerisi kader.
Musa Ağacı
Ab-ı Hayat Ağacı

VAKIFLI KÖYÜ:  

Alışveriş işlerimizi tamamlayıp adresleri yazdırdıktan sonra Türkiye’deki  tek Ermeni köyü olarak kalan ve şu an hala ayakta kalmaya çalışan Vakıflı köyüne geldik . Portakal ve narenciye bahçelerinin içindeki bu tertemiz köyün, halka açık olan bir kiliseside mevcut. Biz gittiğimizde paskalya kutlamaları sürüyordu.Bize de kendi kooperatiflerinde yaptıkları likörlerden ikram ettiler .Ayrıca çok çeşitli reçelleri de mevcut  denememiş olanlara Ceviz reçelini öneririm.
kilise onu
Ekip tam kadro kilise önünde
agac
Paskalya ağacı

MEDENİYETLER MÜZESİ:

Hatay’a kadar gelip Medeniyetler müzesini gezmeden dönmemek lazım hele 2015 senesinde yenilenmiş yüzü ile herkesin gezip  görmesi gereken bir müze .Girip gezdiğinizde hem sergilenen eserlere hemde müzenin modern yapısına hayran kalacaksınız.
Müzeye giriş tam bilet 10₺ ama müzekartınız yada İşbankası kredi kartınız var ise ücretsiz . Müze kartınız yok ise buradan çıkarttırabilir ve 1 sene boyunca kullanabilirsiniz
Müze çıkışında eski şehir’e giderek bir gün önce girip oturama zamanı bulamadığımız ama aklımız kalan  şarap evinde oturmaya karar verdik . Kendi yapım  ‘ Home made’  şarapları ,yanında getirdikleri yeşil zeytin ve yöresel peynirleri ile yorgunluk atmaya birebir bir mekan.
medeniyetler muzesi
Medeniyetler Müzesi
İki akşamda daha merkezi restaurantalarda yemek yedik . Zaten grup büyük olunca küçük mekanlarda  yemek yemekte zor oluyor ama bu akşam grubun yarısından çoğu dönünce biz kalan azınlık, çarşı içinde kışlasaray caddesindeki  küçük şalaş ama bir o kadar lezzetli  meyhaneye gittik. Buradaki meyhanelerde yine şehrin hoşgörüsüne sahip. Genci , yaşlısı,  içki içeni ,içmeyeni hepsi bir arada .
yemekler
Tabiki Hatay yemekleri
biber
Meşhur samandağ biberi
Ertesi sabah uçağımız erken olduğu için otelin yolunu tuttuk . Öğretmen evinin çok güzel ağaçlar altında bir bahçesi de var yine günün son kahvesini burada  içip geceyi sonlardırdık.
Sabah  uçağımız 9:15 idi sağolsun orada yaşayan arkadaşımız bizi arabasıyla limana kadar bırakıp birde üzerine Süvari boyu kahve ikramında bulundu.Burada  iki tip kahve geliyor ya fincanda çifte kavrulmuş yada bardakta Süvari dedikleri .
Cam bardakta kahvenin adı Süvari

Hatay tarihi zenginliği, din ve mezhep bütünlüğü, hoşgörüsü, yemek zenginliği bakımnından gezilip görülmesi gereken şehirlerimizden bir tanesi  .Umarım sizde  benim anlatımımla bu şehri merak etmiş ve görmeyi yakın plana almışsınızdır.





2 yorum:

  1. Güzel Kentemiz Hatay'a katkılarınızdan dolayı teşekkürler, Hatay'ın eşsiz yemek tarifleri için sitemizi beklerizzz...
    http://iskenderunyemekleri.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  2. Hatay Ticaret rehberindeki haberler ve resim materyalleri, Google üzerinden alınmaktadır. Site üzerinde Hatay ilinde bulunan, Restoranlar, Sağlık kuruluşları, Sağlık ocakları, Konaklama mekanları, Bankalar, Alışveriş firmaları, Ambalaj Firmaları ve yüzlerce firmalara ulaşmanız mümkündür. Ücretsiz olarak firma ekleyebilir, Firmanızın trafiğini artırmak için, GOLD üyelik fırsatlarından yararlanabilirsiniz.

    YanıtlaSil