CEFALU



İki gelişimizde de Catania ve çevresinde ki kasaba ve küçük şehirleri dolaşmayı bitirdikten sonra Palermo ya gitmeden önce mola verdiğimiz ve yarım günümüzü geçirdiğimiz küçük balıkçı kasabası Cefalu oldu.




Buraya ulaşım farklı taşıtlarla sağlanabiliyor. Bunların ilki Palermo- Cefalu arası otobüs, gün içerisinde farklı saat dilimlerinde otobüs seferleri var ve 1 saatlik bir yolculukla buraya ulaşım sağlanıyormuş.
Diğer bir seçenek Palermo- Cefalu arası tren, Yine 1 saatlik bir yolculuktan sonra Cefalu tren istasyonuna ulaşım sağlayabilirsiniz. Tren ile gelmenin avantajı istasyonun tarihi merkeze ve kıyı şeridine yakın olması.
Üçüncü ve en kolay seçenek ise kendi aracınız. Bizim ilk aracımızın Ducato Minübüs olduğunu daha önce yazmıştım onunla bile buralara gelirken sıkıntı yaşamadık. Şehir merkezinin az ilerisinde dar kapılı bir otoparka aracımızı park edip otoparktan şehre bağlanan merdivenlerle iki dakikada şehre iniverdik.

Duomo Di Cefalu:

Balıkçı kasabasının merkezinde Vittoria Emanuele caddesinde sizi görkemli yapısı ile karşılayan Norman Kilisesi. 1131 yılında Kral Roger II tarafından yaptırılmış.


Norman kilisesi



Cephesi 15.yüzyılda inşa edilen biri kare diğeri sekizgen planlı, zarif pencerelerle aydınlatılan iki kule ile desteklenmiş. 1240 yılında tamamlanan üst kısımda kemer süslemesi, 1471 yılında tamamlanan alt kısımda ise dekoratif mermerlerle oyulmuş bir portala sahip.
Katedralin iç kısmındaki tavanlarda çok sayıda İslam mimarisinin etkilerini de görmek mümkün. Bu mimarların yaptığı çiçek motifleri ve resimler tavanları süslemekte.
Bizim yarım günümüz olduğu için ve vardığımızda da siesta vakti olduğu için katedralin içini gezemedik. Hatta nerdeyse siesta yüzünden aç kalıyorduk, gitmeden önce araştırdığım restoran gittiğimizde siestadayız şu an kapalıyız deyince kendimizi açık bulduğumuz yine deniz manzaralı başka bir restoran attık. Ama korkmayın hepsi birbirinden lezzetli yemekler çıkartan restoranlar dolu burada.
Karnınızı doyurduktan sonra mevsimine göre ister sahilin tadını çıkartın ister dar ve kişilikli sokakların tadını çıkartın. Her ikisinde de eminim bu küçük sahil kasabasını sizler de seveceksiniz.





Şehrin arka sokaklarını gezenler balkonlardan sarkan çamaşırlarla karşılaşabilirsiniz. Şehrin diğer ismi Çamaşır Kokulu Şehir olduğu için bu görüntü belediye tarafından destek görüyormuş. Şehirde çıkan sodalı sular içme suyu olarak kullanılamıyor ama çamaşır için harika sonuçlar yaratıyormuş. Balkonlara asılan mis kokulu çamaşırlar sonucu da şehir bu takma adı almış.
Sahile inecekler için ise her yolun sonu burada sahile ulaşıyor. Biz sadece seyretme ile geçsek de zamanı olanlar mevsimine ve sevmesine bağlı olarak bu meşhur sahil ve denizin keyfini de sürebilirler.
Bizim yolumuz Palermo ya doğru devam ediyor. 

Palermo yazımı okumak için burayatıklayın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder