Gelmeden
önce okuduklarıma dayanarak buraya yarım gün ayırmamız yeterli olacaktı ben de
yakın olan iki yeri birleştirip programı yaptım. Önce Siracusa sonra Noto.
Sicilya’ya
bu küçük sahil şehri için gelinmeyeceği için burada hava limanı yok, buraya
ulaşmanın yolu Catania geldikten sonra gezinizde yarım gün ayırmak olacak.
Yarım diyorum şehir küçük ve düz olduğu için yarım gün yeterli oluyor.
Adaya
geldiğinde araç kiralamayanlar için Catania’dan buraya otobüs var. 1 saatlik
bir yolculuk ile de gelmek mümkünmüş. Catania otobüs terminalinin arkasında
Etna Transporti firması ile geliniyormuş. Biz kızlarla geldiğimizde de ikinci
geldiğimizde de araç kiraladığımız için hiç otobüs kullanmadık ama sizin için
araştırdım.
İlk
defa geldiğimizde aracımız Ducato minübüs olduğu için şehre girdiğimizde
gördüğümüz ilk park yerine bırakıp (ki burası tren garının önü idi) yürümeye
başladık. Şehir küçük olduğu için her yerine yürüyerek ulaşmak mümkün.
İkinci
gittiğimizde de mevsim yaz ayı olduğu için gündüz sahil kısmına gidip akşam
şehri gezmeye ayırdık. Burada kısacık denizinden de bahsetmek gerekirse bizim
alışkın olduğumuz gibi derin değil sığ bir deniz ve kenarda birikmiş bolca
kahverengi bir bitki artığı vardı. Sahilde şık bir beach var ve iki kişi 2
şezlong bir şemsiye için 10 avro ödedik.
Siraküza
Antik Yunan Çağında bir koloni olarak kurulmuş bu yüzden şehirde Antik Yunan Kent
kalıntıları mevcut. Şehir bunca yıllık tarihe sahip olmasından dolayı 2005
yılında Unesco Dünya Mirası Listesine alınmış.
Şehrin
merkezi Ortiga olarak geçiyor ve küçük bir köprü ile anakaraya bağlı bir
adacık. Burası daracık sokakları, şık insanları, kaliteli dükkanları, kilisesi,
çeşmesi ile görülmeye değer. Şehir sizi Porto Urbica ile yani şehrin eski
kapısı ile karşılıyor. Bunlar büyük Dionysiüs tarafından yaptırılan Ortiga
şehrini koruyan surların kapısıymış.
Fountain of Diana : (Arşimed Çeşmesi)
Bu
çeşme sanıldığı gibi yüzlerce yıllık değil yapımı 1906 yılı. Çeşme güneye
bakıyor ve piramidal yapıya sahip. Koyu kırmızı çimentodan yapılmış. Çeşmenin
ortasında Ortiganın koruyucusu ve avlanma tanrıçası Diana yer alıyor. Sırtında
yay ve okları mevcut. Ayaklarının altında bir değişim gerçekleşirken gerilen
Arethusa var. Yanda ise sevdiklerine olanlardan hayrete düşen Alfeo mevcut.
İkinci
kısımda ise tankın içinde iki at,
marinuya binen dört Triton ve dalgalar üzerinde iki Pistrici bulunuyor.
(valerio Procopio)
Catedral of Syracuse:
Porta
Urbicanın burada bulunan ve Athenaya adanmış bir tapınaga kadar uzandığı
düşünülüyor. Bu katedral de bu tapınağın üzerine yapılmış 1725-1753. İçinde
Pietro Rizzo’nun 1599 yıllarına ait çalışmalarını gösteren bir gümüş heykel de
var.
Gece
ışıklandırılmış hali ile insanı büyüleyen bir manzaraya sahip bu yapının hemen
önü küçül de olsa bir meydan ve her türlü kafe restoran ve mağazaya ev
sahipliği yapıyor.
Siraküza da ne yenir?
Ristorente Regina Lucia: Şehre İlk geldiğimizde Piazza
Duomo’nun hareketliliği, sokak çalgıcıları, ışık oyunları bizi kendine hayran
bıraktı ve akşam yemeğimizi bu atmosfer içinde yemek istediğimiz için bu
turistik restoranı tercih etsek de bizi çok memnun etti. Gyonocci harkaydı.
Trattoria Kalliope: İkinci geldiğimizde de bu restoranı çok
yorulup acıktığımız için tercih ettik. Bunda da çok lezzetli makarna ve
pizzalarla ağaçların altında güzel bir yemek yedik.
Sicilya’ya
gelmişken bu güzel Arşimed şehrini görmeden olmadı bizde çok sevdiğimiz için
iki gezimizde de uğradık. Şimdi sırada başka güzel yer olan Noto var.
Noto
yazımı okumak için buraya tıklayın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder