Son gecemizi iki defa geldiğimiz
Katanya da değil de görmediğimiz Messina şehrinde geçirelim dedik. Hem Katanya
şehrine çok uzak olmayacaktık hem farklı bir yerini de görecektik. Ertesi gün uçuşumuzun
öğleden sonra olmasının rahatlığı da vardı.
Sicilyanın
3.büyük şehrine hoş geldiniz. Şehir Messina boğazı ile aynı ismi taşımakta ve
buranın tarihi aslında Sicilya’nın tarihine yön vermiş. Şehir uzunca bir dönem
Roma imparatorluğunda kaldıktan sonra Gotlar, Bizanslar, Araplar ve Normların
egemenliğinde kalmış. Ana karaya çok yakın olmasından dolayı burası birçok
savaşta üs olarak kullanılmış ve neredeyse tüm savaşlardan yara alarak çıkmış.
Bu
yüzden diğer şehirlere göre daha az tarihi esere sahip olsa da, olanların
güzelliği görenleri mutlu etmeye yetiyor.
Şehrin
nüfusu 250.000 civarında. Şehir kadar şehrin yakınındaki kasabalarda ilgi çeken
yerler arasında yer alıyor.
Biz
şehre vardığımızda tam Siesta vakti yaklaşmak üzereydi ve karnımız zil
çalıyordu. İlk gördüğümüz restorana oturarak öğlen yemeğimizi yedik. Aç kalmak
istemiyorsanız şehirde Siesta olduğunu göz önünde bulundurarak gezinizi planlayın
derim.
Bizim
burada geçireceğimiz tek gecemiz vardı ve konaklama ararken buranın diğer
yerlere göre fiyat bakımından daha uygun olduğunu fark ettim. Benim seçimim
yine B&B tarzında hizmet veren B&B Crystal otel
oldu. Gideceklere kesinlikle tavsiye ederim. Ertesi sabah yola erken çıkacağız
diye yanımıza sandviç yapıp dolaba koyarak almamızı tembih edecek kadar
sıcakkanlı ve ilgililer.
Şehirde akşamüstü yürümeye
başladığımız zaman bir geçit töreni ile karşılaştık. Çok anlayamasak da bunun
bir dini tören olduğu belliydi. Rengarenk kostümleri ve müzikleri ile bizim
için değişiklik oldu.
Biz hem töreni seyredip hem de
muhabbet ederken bir ses ‘Siz Türk müsünüz?’ dedi ve tüm gecemize renk katacak
Esin ile tanışıklığımız başladı. Messina şehrini bize gezdirerek bu gece ki
rehberimiz oldu.
Duomo di Messina:
Esin ile tanışınca şehir hakkında
bilgi almak çok kolay oldu. Katedral 1547-1551 yılları arasında
Michelangelo’nun bir öğrencisi tarafından yapılmış ama Tüm Sicilyayı sarsan
depremde burası da zarar görmüş. Aslına uygun tekrar restore edilerek bu
günlere ulaşmış.
Madonnina del Porto di Messina:
S. Ranieri Yarımadası’nın sonunda yer
alan ve 1934 yılında yapılmış bu yapı şehrin sembollerinden bir tanesi. Heykelin
boyu 7 metre ve Messinanın yerel sanatçısı Tore Edmondo Calabro tarafından
yapılmış.
Heykel limana geldiğinizde sizi ilk
karşılayan ve ayrıldığınızda son uğurlayan olma özelliğine sahip. Madonnanın
mektubu ismini almasının öyküsü ise şöyle; St Paul şehre Hristiyanlığı yaymak
için şehre geldiğinde birçok kişi bu daveti kabul eder ve Hristiyan olur. Paul
Filistine geri dönmeye hazırlanırken Messinian, Madonna’yı ziyaret etmek,
şahsen tanışmak için Paul ile geri dönmek istediğini bildirmiş ve birçok Messina
delegasyonu, birçok vatandaşın Mesih inancına döndüğünü ve Mary’nin korunmasını
istediği bir mektupla Filistin’e gider.
Maria’da bu mektuba cevap yazıp
saçlarından bir tutam ekleyerek heyeti geri gönderir. Bu saçlar Messina
Katedralinde tutuluyormuş ve her 3 Haziranda bir fener alayı ile bu koruma
kutlanıyormuş.
Fontana di Nettuno:
Orijinal bir çeşme olmayıp orijinali
müzede yer alsa da buraya kadar gelmişken görmeden olmaz bir anıt yapı.
Orijinal çeşme 1557 yılında yapılmış.
Şehrin zenginliğini denize sunan Neptun’u simgelemekte. 1757 yılında Bourboun
Charles III ‘ün heykeli, 1832’de Francis I’in heykeli eklenmiş. 1848 devrimi
sırasında daha sonra eklenen bu heykellerin bronzları mermi yapılması için
kullanılmış. Yine 1848 yılındaki bombalamadan hasar gören yapı 1858 yılında
kopya ile değiştirilmiş.
![]() |
Fontana di Nettuna |
Messina da ne yenir?
Ben gelmeden önce baktığımda Toronero,
Marina del Nettuno yachting Club , Gitano’s isimli restoranlar notlarımın
arasında yerini alanlardı ama daha önce belirttiğim gibi burada karşılaştığımız
Esin bizi halkın yemek yediği en meşhur Arancini restoranına götürmeyi teklif
edince birlikte son gece yemeğini burada yedik.
Yemekten sonra meydan da kırmızı
şaraplarımızı da yudumlayıp tatlılarımız yedik ki tatlı yiyip tatlı konuşalım
diye.
Biz yine çok keyifli, eğlenceli, hareketli bir
tatilin daha sonuna geldik. Umarım siz de yakın zamanda bu güzel adayı ziyaret
etmek için tatil rotanızı oluşturursunuz.
Yazımı okuyunca yorum yapmayı unutmazsın sevinirim.
Yazımı okuyunca yorum yapmayı unutmazsın sevinirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder